12 Nisan 2015 Pazar

Okuyorum yüzümden


sevgilinin nereye bastığını biliyorum yüzümden
kuytu rutubetli soğuk bir topraktan geçiyor
dokunduğu mantarların zehirli olup olmadığını soruyor
parmakları ürpererek içinden

ben de ürperiyorum
o kadar alçaldık ki
sık yapraklara takılıp eğriliyor
güneş yere ulaşamıyor peşimizden

acının büyüğü bana düşüyor
her dönemeçte karşısına çıkardığım hayalete
seni incitmek istemiyorum diyen gülümseyişinden

bir zamanlar deniz olduğunu gösteren
harabeler yükseliyor göğsümden
orada burada birkaç taşbaskı
sevgilinin nereye bastığını okuyorum yüzümden


Nilgün Aras

3 yorum:

  1. Daha evvel de belirtmiştim. Edebiyat dergilerinde şiirleriyle sık sık görünen isimlerin yazdıkları berbat şiirler benim ruhumu doyurmaya yetmiyor. İyi şiir yayımlamayı önemseyen, derdi edebiyat olan dergi sayısı çok az. Bu sebeple fazla tanınmayan isimlerin iyi şiirlerini okumayı tercih ediyorum.

    Şiir diye dayatılan kötü metinleri değil...

    Selamlar.

    YanıtlaSil
  2. Amentü

    İnsan
    eşref-i mahlûkattır derdi babam
    bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
    ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
    bu söz asıl anlamını kavradı
    geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
    geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
    kararmış rakamların yarıklarından sızarak
    bu söz yüreğime kadar alçaldı
    damar kesildi, kandır akacak
    ama kan kesilince damardan sıcak
    sımsıcak kelimeler boşandı
    aşk için karnıma ve göğsüme
    ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden
    aşk ve ölüm bana yeniden
    su ve ateş ve toprak
    yeniden yorumlandı.
    ismet özel

    YanıtlaSil