Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

16 Nisan 2019 Salı

Pigmalion


Kırık bir camla yontmuş seni gökyüzü
Tuzdan bir bıçakla deniz

Yaşardın saydam yurdunda sesinin
Adımların, aynaların, uykunun
Tanımadan üstünde
Yabancı bir sesin açtığı yıldızları
Bekleyişin geceye çarpan kapısını
Yırtık pulunu ayrılığın.
Yaşardın boyalar, şarkılar içinde
Rengini yalnız senin bulduğun
Sözlerini, ezgisini yalnız senin
Söyleyip, hemen unuttuğun.
Tül perdeler, kilitler, ilaç kokuları
Doldurulmuş hayvanlar arasında
Ağaran saçlarınla kararırken gümüşler

               *

Sen bir düşten yonttun beni
Bir oğulcuk gibi karında
Devinimden başka bir şey olmayan.
Rengimi verdin bana, yüzümü
İnsan sesine çıkardın
Yeni adlarla çağırdın her gün
Konuştun durmadan, olmayan benle
Yatağına aldın seviştin.

               *

Başka bir seste buldun beni
Başka bir yüzde, bilmeden
Bense tanıyordum seni
En az yüzyıllardır biliyordum ellerini
Kırık bir camla yontan gözlerini.
Başlıyordu dilsiz yaşam işine
Şiir tuz gibi büyürken karnımda
Yeniden yontmak için seni

Erdal Alova
ALOVA Toplu Şiirler (2008-1973)
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Sayfa 125, 126






8 Nisan 2019 Pazartesi

Dünya İşleri



                                            elsa'ya

aslında mevsim diye bir şey yoktur!
hayata bakmak için pencerelerden
geçiyoruz, bir oda güneyi görüyorsa
mutluluk! her şeyi bir baş ağrısı gibi
anlıyoruz, okşanırsa patlar yalnızlık

aslında sözcüklerin dili yoktur, hep
yanılırız, sokağın çıkmaz olduğuna
bütün büyük hüznümüz, falanca şarkı
dokunur bize, falanca yer
derin bir anlam yüklüdür
kendimizi acıtacak bir kıyı içindir
aranıp durduğumuz

ömrü üşür ya da ısınır insanın
bilirısin istenen budur
bunu konuşmak bütün derdimiz
yağan kar, yağmayan yağınur...

kuyuya taş atılır onu duymak için
atılan da duyulan da sessizliktir

mevsimler sayılırken
herkesin hüznünden geçilir

Sinan Oruçoğlu
Dize, Nisan 2004

6 Nisan 2019 Cumartesi

Aşklar İçinde Bir Kentin Herhangi Bir Kentin



III.

İlk kar Toroslar'a yağdı diyor bir ses
Yağmış gibi anafor gözlerine

Oturdum sonra gözlerini düşündüm  gözlerini buldum orda
Bir deniz gibi uzandım içlerine

Çakıllardan en harlı ateşler yaktım bıraktım
Kaldım öylece uzun çayırında saçlarının

Dedim ki hatırla hatırlamaktır zaman
Bütün dillerde.

                         Yüzün de odur
Yüzün ki bir ormanın sayısız en sık yerinde
Bir akşamın akşam olduğudur bende

Hem bak tarih de kabarmış bir anıdır
Zaman da. Bir çarşı gülü ağzında

Geçtik denizi  öylece indik sonra geceye
Geçmiş gibi bir göğü bir baştan bir başa.

(...)

Ağzımdam diyordum daha çok ağzımdan öp beni
İnsan yaşarken bilmez yaşadığını.

İlhan Berk
Toplu Şiirler, syf.765