Gökhan Arslan/Akatalpa, Şubat 2013, Sayı:158
6 Nisan 2021 Salı
Geceleyin Gökkuşağı
4 Nisan 2021 Pazar
bir duayı tekrar eder gibi...
21 Mart 2021 Pazar
İstanbul bütün özlemlerin atasıdır...
Besmele çekip doğruldum. Muharrem Sönmez'in "Faili Meşum" başlıklı şiiri geldi aklıma. "Zamanın yüzündeki anlamını seviyorum" dizesiyle başlar, "Evde bir yalnızlık var/Kimin?/Sormaya korkuyorum inan/Üstüme kalacak diye" dizeleriyle biter. Kısa ve etkileyici bir şiirdir vesselam. Elim telefona gitti. Kripto para piyasalarına göz gezdirdim kısa süre. Küçük bir miktar "polkadot" yatırımım vardı. 277 TL. limitli fiyattan satış emri verdim. Alıcı vardı ki hemen satıldı. 400 TL'de kâr bıraktı, fena değil hem de hiç fena değil. Bakınız, bu piyasada uzun vadeli değil kısa vadeli düşünüyor, genellikle al-sat trader işlemleri yapıyorum. Yaptığım işlemleri kısaca, düşüşte destekten al, yüksekte dirençten sat, prensibiyle açıklayabilirim. Sonra haber sitelerine, ekonomi sayfalarına göz gezdirdim. Merkez Bankasındaki görev değişikliği gündemdeki sıcaklığını koruyor, İstanbul Sözleşmesinin iptaline, Gezi Parkının bir vakfa devredilmesine tepkiler sürüyordu. Türkiye'de yaşamanın bungun ağırlığı dedim kendi kendime konuşarak. Türkiye'de yaşamaktan da, bu ağırlığı hergün ruhumda hiseetmekten de bıktım. Bir el uzatan, ne bileyim bir yol gösteren olsa da kaçıp gitsem buralardan. Kaçıp gitsem öz yurdumdan. Kafavis her ne kadar "yeni bir ülke bulamazsın" demiş olsa da başka ülkeler, başka şehirler, başka toprakları yurt edinsem.
Aklınızdan Norveç mi geçiyor efendimiz dedi Modric. Modric, bizim Olrıc'ın kuzeni.
Modric'i duymazdan geldim. Norveç soğuktur. Yazı kışı, gecesi gündüzü belirsizdir. Hem ben işi, kışı, soğuğu sevmem ki. Norveç buz gibidir, kuzey ülkeleri olmaz fakat İspanya veya Portekiz olabilir diyerek iç geçirdim. Yataktan indim, pencereden caddeye baktım. Kimseler görünmüyordu. Odalarda boş boş gezindim. Çiçekleri suladım. Ekmek kızartıp, çay demledim kendime. Demlediğim çayı ince belli bardakta tek başıma yudumladım.
Ahmed Arif "Bir ben bileceğim oysa/Ne afat sevdim/(...)Seni bahar gibi düşünüyorum" der.
Telefondan Melike Demirağ videosunu bulup, sesini açtım.
"Şimdi İstanbul'da olmak vardı anasını satayım, püfür püfür bir vapurun yan tarafında"
Gözlerimi kapadım. Ortaköy'de Nevruz Ateşi yaktığımızı ve yükselen vahşi alevlerin üstünden elele tutuşarak atladığımızı düşledim.
fy
7 Mart 2021 Pazar
uzak/yakın
3 Mart 2021 Çarşamba
Derinde Ellerin
çocukla sınanmış bir ömür veren sabırdan
her yeni güne eklenen bekleyişten,
hüznün kırıklarını onaran cesaretten,
her kadının içindeki tarifsiz duygudan kanadım!
bu masalda büyüdüm ben,
kederin provasına katılmış günlerden
için için yanarken âh! demeyi unutmuş emekten
kaybetmeyi kanıksamış yılların izinde...
ölüm raydan çıkıp gelirken üzerime,
bana yaşadığımı hatırlatan elinle büyüdüm ben...
Soğuk Mermer, Sayfa: 34, 35
30 Ocak 2021 Cumartesi
İz

Sen ki bir keman telince çoksesli,
olgun bir nar denli çoğulsun,
anımsanmalısın.
Bilinmeli:
tutup bir yazsonu uzattığında ellerin,
yorulmuşsan, yorgunluğun bile dipdiri.
Abartmalıyım,
ağızdan ağıza geçmeli:
bir yaprağın çünkü
düşerken terkettiği yer gibi
izi kalmayacak yakında seviştiğimizin.
Roni Margulies, Uzaklıklar, Adam Yayınları, Sayfa: 16
16 Aralık 2020 Çarşamba
Ara Çağrı
Sen bir taze haber gibi gelmiştin unutmadım
Her gelişin bir taze haberdi, unutmadım
Aşktı alıp verilen, altın bir vakitti yaşadığımız
Bir muştuyu algılamanın sürekli gerilimiydi sanki, unutmadım
Can oynardı evlerde, yollarda, meydanlarda
Can alınıp can verilirdi, hiç unutmadım
Sen uyurdun, uykun bir tepeden seyredilen uçsuz bir
vadi
Kıyısından seyredilen bir denizdi sanki, unutmadım
Ah sevgili! hayat görünürdü kapından bir çırpınış
yüreklerimizde
Sen evinden çıktığında güneşler doğardı içimizde, unutmadım
Toprağa düşen tohum, onda gizlenen renk, şekil, koku
Senin için biçimlenirdi, renklenirdi, kokardı senin için, unutmadım
Ebedi masum çocuklar zamanın solmayan çiçekleri
İstemişlerdi de ezan okumuştu Bilal bir sabah, unutmadım
O dirildi, o dirildi diye birden çalkalanan sokaklar
Ölüm ki sonsuza açılan bir kapıydı, hiç unutmadım
Ey aşk, ey dirilik soluğu, ey evrenin hareket kaynağı,
Nasıl unuturum, nasıl unuturum, hiç unutmadım!
Erdem Bayazıt
13 Aralık 2020 Pazar
Sesinin Kahır Dolu Atlıları
14 Kasım 2020 Cumartesi
Adrese Teslim Şarkılar...
12 Eylül 2020 Cumartesi
ikimizin bildiği baharlar...
Seni,
yatağında yakalamalıyım bir sabah erkenden
Yüzün saçlarınla saklı olmalı
Duymazsan adımlarımın sesini
Nefesim uyandırsın seni
Ya da
Omuzbaşına indirdiğim bir öpücükle uyandığında
Usulca açtığın gözlerin şaşırmalı gözlerimde
Ve o kısık
Özlem kokan sesinle
Hoş geldin demelisin
Ellerin beş kez uzansın boynumu avuçlamaya
Her defasında, beklemek yılgınlığıyla
Küskün çekilsin geriye
Dudakların da, gelen her güzel sözcüğü tutsak etsin isterse
Yeter ki bak gözlerime
Bak güneş gibi
Bakarsan sana denizimden kucaklayıp getirdiğim mavilerden veririm
Bakarsan avuçlarında yıldız kuşu olur, yanıbaşında sevinçli insanlar
Sonra martı gülüşleri
Bir de her sabah yeniden yaratılan
Bir yaşamın penceresi
Ardından haydi derim, ürkekliğine aldırmadan
Haydi gidelim seninle düşlerime
Boş bir film şeridinden düşeriz, belki
Bir tek ikimizin bildiği baharına
Sen, nazlı bir bebeksin ya
Alıp kucağıma anadenize götürürdüm avutmak için
Ama tam mavilerden geçerken
Yani denizden yani gökyüzünden gözlerinden yani
Yeniden yaratırken yaşamı işte
Sakın susma, ansızın gülümse olur mu?
Alnından bulutlar kalkıp gitsin böylece
Seni, yatağında yakalamalıyım bir sabah erkenden
Yüzün saçlarınla saklı olmalı.
Sen açık unutmuşsun da kapını
Duymamışsın gelişimi
Girip, saçlarında saklı yüzünü bin kez daha çizmeliyim beynime
Alnıma koymalıyım kirpiklerinin öldüren yanını
Ama sen uyandığında herşeyden habersiz
Dudaklarında bir bahar bulmalısın, kulaklarında martı sesleri
Ve avuçlarında,
Yeniden yaratılmış bir yaşamın penceresini
Zübeyir Kındıra