Sen bir taze haber gibi gelmiştin unutmadım
Her gelişin bir taze haberdi, unutmadım Aşktı alıp verilen, altın bir vakitti yaşadığımız
Bir muştuyu algılamanın sürekli gerilimiydi sanki, unutmadım Can oynardı evlerde, yollarda, meydanlarda
Can alınıp can verilirdi, hiç unutmadım Sen uyurdun, uykun bir tepeden seyredilen uçsuz bir
vadi
Kıyısından seyredilen bir denizdi sanki, unutmadım Ah sevgili! hayat görünürdü kapından bir çırpınış
yüreklerimizde
Sen evinden çıktığında güneşler doğardı içimizde, unutmadım Toprağa düşen tohum, onda gizlenen renk, şekil, koku
Senin için biçimlenirdi, renklenirdi, kokardı senin için, unutmadım Ebedi masum çocuklar zamanın solmayan çiçekleri
İstemişlerdi de ezan okumuştu Bilal bir sabah, unutmadım O dirildi, o dirildi diye birden çalkalanan sokaklar
Ölüm ki sonsuza açılan bir kapıydı, hiç unutmadım Ey aşk, ey dirilik soluğu, ey evrenin hareket kaynağı,
Nasıl unuturum, nasıl unuturum, hiç unutmadım! Erdem Bayazıt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder