Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

5 Nisan 2014 Cumartesi

Şimdi Dersimiz Ne?


Şiir için kafa yoranlar  derler ki:

-Belki bin türlü şiir yazma biçimi vardır. Daha da ileri giderek şu bile söylenebilir: Dünyada ne kadar şair varsa, ne kadar şiir akımı varsa; o kadar da şiir vardır.

Ama yine de; bunları söylerken çok dikkatli olmalı bence. Neden?

Zira hep söylüyorum. Şiir son derece özel bir yaratım türüdür. Aynı ülkede ve yine aynı toplumsal koşullarda yaşayan ve üstelik aynı şiir anlayışını savunan iki insan; birbirlerinden çok değişik iki ayrı şiir yaratabilirler. Çünkü insandırlar ve mutlaka aralarında ciddi farklılıklar vardır. Bir defa genetik coğrafyaları başka başkadır, yaşamı algılarken, koklarken sahip oldukları antenler farklıdır.

Şiirin oluşumuna katkı veren tavırlar, duruşlar vardır bir de:

-Şair; şiirini kurarken, yaparken yalnızca kendisinden, kendi ülkesinden mi beslenecektir?

-Şairin şiirine insanı insan yapan değerler, diyelim erdemler, iyi ya da kötü duygular mı yön verecektir, yoksa bizzat şiirin kendisi yani şiirin yapısı mı?

Bana göre; bir şiiri “iyi” ya da “kötü”,” ilerici” ve/ya “gerici” yapan şey “ideolojiler” değil, şairin yaşadığı ülkenin ve de dünyanın o ana kadar ürettiği şiir kültürüne egemen olması ya da olmamasıdır.

Yıllar önce Can Yücel:
-Şiirin ideolojisi yoktur, şairin ideolojisi vardır.

Demişti ve özellikle de “sol” taraftan hatırı sayılır tepkilere almıştı.

Şimdi burada sorulacak olan şu:

-Şair; sahip olduğu ve hatta taraftarı olduğu “ideoloji” yi şiirine nasıl yedirecektir?

Bu konuda bir şeyler söylemeden önce şunların bilinmesi gerekir:

Şair örneğin Türkiye’de yaşıyorsa ve kırk yaşından sonra Batı ve daha çok da Fransız şiiriyle tanışmışsa ve şiirini değiştirmişse biz ona saldıracak mıyız?

Elbette hayır.

Dost dergisinin 1966 Şubat sayısında Nermin Menemencioğlu ve İlhan Berk tartışmalarını anımsayalım. Orada Nermin Hanım, İlhan Berk’e “çıkmazdasın” der ve İlhan Berk’de yanıtında kendisini savunur.

Meseleyle ilgili karşılıklı mektupların İlhan Berk’in “Kült Kitap”ında bulunabileceğini söyleyerek derdimizi anlatmaya devam edelim.

Şairsen; ve kendinle, sistemle, insanlarla sorunun varsa ve dünyada olan belki de olmayan,  olamayan şeyler seni rahatsız ediyorsa ve şiirini bu temelde kuruyorsan; senin zaten reel bir tavrın ve duruşun var demektir, bir de duyarlılığını dünya besliyorsa; sen bir adım öndesindir.

Geriye işin biçimsel ve “teknik” yanı kalır ki; bu da şairin zaman ve mekân içersinde mutlaka karşılığını bulacak olan ilgi ve etki alanını belirler.

Dünyalı olmak ve olabildiği kadar sanal” ideolojik” kavgalardan uzak durmak!

Şimdi dersimiz bu.

Metin Güven

Hiç yorum yok: