Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

14 Mart 2014 Cuma

Ene’m İçin Mektuplar




-her şey, ama her şey, aralıksız bir fasl-ı dey-

I
rüzgârlı mülkümde bûselik devri bitti
ölüm; saçlarıma pervaneler takarak
hayat ağacımdan bir yaprak daha kopartarak,
şah damarıma yaklaştı.

çok değil,
daha dün ocağımızın tahtına kurulmuş
                             bayram sevinci
babamın en kıymetli ortancasıydım
ben,
altı kardeşin üçüncüsü
Halil’den olma,
Mürüvvet’ten doğma el kadar çocuk
kanlı devrimlerin yaşandığı yüzyıla düşen gülümseme
kirlenmiş tarih atlasına yakılmış bir mum
âh! eridikçe, nar içinde nâr sütüyle büyüdüm

II
büyümek sancılıdır, zihinde emperyal baskılar üretir
ve büyüdükçe hoş bir anıdan başka bir şey değildir artık
söğüt dalından eyerlenmiş at, gürgenden yapılmış kılıç
ve ölüm
o kaçınılmaz endişe,
çözümsüz fizik problemi gibi kemirmeye başlamıştır
dâr-ı dünya kitabında alınan nefesin, ebedî ritmini

III
ölüm bir avcı gibi ağır ağır yaklaştı ve büyü bitti
üşüdüm

acıyan, ağrıyan bir yanım var
kalbimin kusurları mı?
yoksa ateşli bir muammanın pençesi midir?
beni katleden

Fatih Yavuz Çiçek