Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

10 Mart 2014 Pazartesi

Şiire Dair


Ben şiirimde bir şey aramıyorum. Bilakis şiirimde kendi kendimi daha yeni buluyorum. Fakat başkalarının şiiri ya da genel olarak şiir üzerine konuşacak olursak… Biliyorsunuz bazı şiirler, tıpkı açık kapılar gibidir. Ne bu taraflarında bir şey vardır, ne de öbür taraflarında. Kâğıda yazık, demek lazım bunlar için. Bazı şiirler de kapalı kapılar gibidir. Açtığın zaman aldandığını görürsün. Aslında açmaya değmezmiş. Öbür tarafın boşluğu o kadar korkunçtur ki bu tarafın doluluğunu telafi etmez. İşin aslı öbür taraftır. Bu tür işlerin adını göz boyayıcılık koymak lazım, ya da hokkabazlık veya eşek şakası.

Bazı şiirler vardır ki ne kapıları vardır, ne bacaları; ne açıktırlar, ne kapalı. Esasen çerçevesizdir böyle şiirler. Bir yol gibidirler. Kısa ya da uzun fark etmez. İnsan gider, döner, yorulmaz. İnsan bu yolda durursa gidip dönerken görmediği bir şeyi görmek için durur.

İnsan, bir şiirde yıllarca durup da hala yeni şeyler bulabilir. Bu tür şiirlerde ufuk vardır, feza vardır, güzellik vardır, tabiat vardır, insan vardır, hayat vardır ve bütün bunlarla gerçek bir iç içelik vardır. Bütün bunlara bilinçli ve bilgili bir bakış vardır. Biraz uzattım galiba. Ben bu tür şiirleri severim, şiir olarak görürüm. Şiir benim elimden tutup kendisiyle götürsün isterim. Bana düşünmeyi, bakmayı, hissetmeyi ve görmeyi öğretsin isterim. Yahut şiir, deneyimli bir bakışın, fikrin ve görüşün ürünü olmalıdır. Ben, sanat işinin bilinçle bir arada olmalıdır, diye düşünürüm. Sanat, hayatın, varlığın ve cismin bilincinde, hatta şu ısırıp yediğimiz elmanın bilincinde olmalı.

Sadece güdülerle yaşanamaz. Yani bir sanatçı böyle yaşayamaz ve yaşamamalıdır. İnsan, kendine ve dünyasına ait bir görüşe sahip olmalıdır. İşte insanı düşünmeye zorlayan da bu ihtiyaçtır. Düşünme başladığında insan, yerinde daha sağlam durabilir. Ben, şiirin düşünürce olmalıdır, demiyorum. Hayır, bu aptalca bir şey olur. Ben diyorum ki şiirde tıpkı diğer sanat eserleri gibi, düşünme yoluyla eğitilip yönlendirilen duygu ve kavrayışların ürünü olmalıdır. Şair, şair olmalı. Yani şair demek bilinçli olan demektir. O zaman şairin fikirleri şiirine hangi şekilde girer?  “Pencereye gelen kelebek” şeklinde…”Taşın üzerinde ölmüş bir tarla kuşu” şeklinde…” Güneşin altında uykuya dalmış bir kaplumbağa şeklinde… İşte böyle yalın ve güzel.

Şiirin çeşitli biçimleri olabilir. Kimi zaman şiir sadece şiirdir. Benim burada şiirden maksadım, genel anlamı değil, yüzde yüz duyguya ilişkin olan anlamıdır. Mesela günbatımında bir ağaca bakıp deriz ki ne kadar şairâne! Bazı şiirler böyledir, yani güzeldir. İnsanın ruhunu okşarlar. Kısaca bazı şiirler şairânedir. Elbette bunlar şiirdir. Fakat şiir bununla sınırlı değildir. Bunların yeri ayrıdır. Zarafet ve güzellik etkeni de şiirin parçalarındandır. Şiir, şiirde akan “insan”dır, sadece o insanın zarafeti ve güzelliği. Mesela şu taslakları okuduğum zaman kimileyin hoşuma gidiyor. Ya sonrası? Bütün çabalayışımız başkalarının hoşuna gitsin diye mi? Hayır. Sanatın cevabı, sadece hoşa gitmekle olamaz. Bu tür çalışmalarda yaratmadan çok üretme hâli var.

Ben, şiirimizi mahveden şeyin, zarafet ve güzelliğe olan aşırı ilgi olduğunu düşünüyorum. Oysa hayatımız farklıdır; kabadır, terbiye edilmemiştir. İşte bu durumları şiire sokmak lâzım Şiirimizin canlanması ve yeniden dirilmesi için bol miktarda kabalığa ve şairâne olmayan kelimelere ihtiyaç vardır.

Ben, şiire ilişkin hiçbir zaman sınır düşünmem. Derim ki şiir her şeyde vardır. Sadece bulmak ve hissetmek gerek. Sahibi olduğumuz bunca divana baktığımızda şiirlerimizin konularının ne kadar sınırlı olduğunu görürüz. Ya da öyle yüksek maneviyattan söz edilmektedir ki artık insani olması imkânsızdır. Yahut da öğüt, nasihat, mersiye, methiye, mizah… Dil de özel ve kemikleşmiş bir dildir şiirde. Şiirin yeniden hayat bulması için bu sınırları aşmak lâzım.

Şiir benim için ciddi bir meseldir. Kendi varlığım karşısında hissettiğim bir sorumluluktur. Kendi hayatıma vermem gereken bir tür cevaptır.  Ben şiire, dindar bir adamın dinine saygı gösterdiği kadar saygı gösteriyorum. Sadece yeteneğe yaslanmak olmaz bence. Güzel bir şiir söylemek, bilimsel bir buluş yapmak kadar zordur ve kadar da dikkat ve çalışma ister. Bir şeye daha inanıyorum, o da şudur: Hayatın bütün anlarında şair olmak.

Hiç yorum yok: