Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

2 Aralık 2025 Salı

Zengin ve Yoksul


Futbolun giderek bir endüstri haline geldiğini, spor kulüplerinin futbol endüstrisini ayakta tutabilmek için sportif başarı kazanması ve bu durumu sürdürülebilir kılması gerektiğini defalarca belirttim çünkü sportif başarı olduğu sürece kulüplerin reklam, bilet, yayın, forma ve futbolcu satışlarından elde ettikleri transfer gelirleri de artış gösterir ve bu sayede kulüplerin ekonomi çarkı dönmeye devam eder.

Fenerbahçe ve Galatasaray Türkiye'deki futbol endüstrisinin iki önemli spor kulübüdür ve her yıl futbolcu transferine yüksek miktarlarda bütçe ayırır, bu yüzden de sezona her daim şampiyonluk hedefiyle favori olarak başlarlar.

Sözü uzatmayayım. Bu kadar peşrev yeter diyelim ve dün akşam 1-1 biten maça gelelim.

Galatasaray'ın sezon başında ortaya koyduğu göze hoş gelen, izleyenlere keyif veren zengin futbolu BJK, Trabzon beraberlikleri, Kocaeli yenilgisi ile yoksullaşmış, bu yoksulluk Union SG ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçında daha belirginleşerek GS futbol endüstrisi oyun/skor yoksulluğu diyebileceğimiz bir krize girmişti.

Anımsayalım. Galatasaray geçen yıl da mağlup olduğu Beşiktaş maçı sonrası bir kriz hali yaşamış ve Cimbomlar bu krizden kupa maçında Fenerbahçe'yi iyi, etkili ve hatta ezici bir oyunla mağlup ederek çıkmıştı.

Maçtan önce bu sene de bir dejavu yaşanır mı diyordum. Galatasaray Kadıköy deplasmanında Fenerbahçe'yi yenerek girdiği skor yoksulluğu krizinden çıkabilir mi?

Evet, tahminim belki oyun olarak değil ancak skor olarak tutmak üzereydi ve beklediğim dejavu son anlarda gelen Fener golüyle gerçekleşmedi.

Niçin gerçekleşmedi? Çünkü maçın hakemi Yasin Kol Fenerbahçe aleyhine vermediği fauller, sarı ve kırmızı kartlarla, GS aleyhine verdiği fauller ve kartlarla maçın sonucuna doğrudan etkide bulundu da ondan.

Yasin Kol kimdir? Nasıl futbol hakemi olmuştur? Hakemliği bu kadar tartışılan, FİFA kokartı dahi bulunmayan bir isim nasıl oluyor da dünyanın en zorlu üç derbisi arasında sayılan FB-GS maçına atanmaktadır bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var, futbolun bizim ülkemize göre daha üst düzeyde oynandığı liglerde Yasin Kol gibi hakemlere böyle bir maç performansından sonra bir daha futbol maçı yönettirmezler.

Levent Tüzemen, Yasin Kol'un psikoteknik sınavını geçemediği için "hakemlik yapamaz" raporu bulunduğunu iddia etmişti. Bu iddia doğruysa dün gece oynanan derbi hakkında daha fazla konuşmanın bence hiçbir anlamı yok.

Fenere gelince... Fenerin başkanı Sadettin bey uzaktan akrabamdır. Kendisi ile ikamet ettiğim Kırıkkale'ye geldiği zamanlarda ayaküstü futboldan, akrabalık bağlarından sohbet etmişliğimiz de vardır lakin bu akrabalık bağı Fenerbahçe Futbol Kulübünün her dönemde, her ortamda bu kadar aleni, açık ve bu denli net bir şekilde kayırılıp kollandığını, Fenerbahçe'nin Türkiye Futbol Mahallesinin şımarık çocuğu olduğunu söylemeye de engel değildir.

Çocukluğumda mahalledeki boş arsada çocuklarla futbol maçı yapacağımız zaman elinde topuyla oraya gelen mahallenin zengin şımarık çocuğu takımı istediği gibi seçer, istediğini oynatır, istemediğini takıma almaz, futbol topuna sahip olmanın gücüyle mahallede şımarıklık borusunu öttürmeye devam ederdi.

Komşumuz Tacettin amca vardı. Nur içinde yatsın. Bir gün bahçesine düşen o topu ortasından yarıp sokağa attı. Gidin kendinize top oynayacak başka yer bulun dedi. Ortada ne top kalmıştı, ne de şımaran çocuk.

Türk futbol camiasına sesleniyorum! Yok mu Tacettin amca gibi bir babağiyit!

Yok mu? 

fy