"iki kırık ayna"dan boşluğa açılan kapıya bakıyorum balkıyan düşlerin yamacında bir ceset gibi asılı kalıyor aşk ipek yolu gibi uzuyorum gözlerindeki haritalarda terk edilmiş kış bahçelerinden geçiyorum usulca giderek aşı tutmayan elma ağacına benziyorum giderek kelebek olma hevesindeki minik bir krizalite biliyor musun? insan yaşamaya da, yaşlanmaya da özlemekten başlıyor "özlüyorum çok özlüyorum" mülkünde antik şehirler gibi yaşamayı