Görev odaklı çalışmaktan mıdır nedir birkaç yıldır kendimi Bekçi Murtaza karakteri gibi hissediyorum. Çalışkan olmaktan bıktım yaw ben çok koyu, çok demli bir tembellik istiyorum; hemi de ultra, mega, limitsiz bir tembel teneke olmak istiyorum ben.
Alacaatlı civarında 1+1 ev bakıyorum bu aralar. Alacaatlı, Ümitköy, Beysukent, Çayyolu, Yaşamkentte fiyatlar onyüzbinmilyon baloncuk yutmuş gibi uçuyor. Emlak sitelerine baktıkça, emlakçılarla, müteahhitlerle falan konuştukça "bat dünya bat" demekten kendimi alamıyorum.
Bu süreçte bahsettiğim bölgelerde 1+1 dairelerin çoğunun ofis/ticari tapulu olduğunu öğrendim. Tapuda mesken yazmaması alıcılar için dezavantaj çünkü ticari tapulu binalarda alıcıların konut kredisi kullanmasına bankalar izin vermiyor. Bu tür konutlar için verilen ticari kredilerin faizi de çok yüksek. Diyelim ki krediye ihtiyacınız yok ve diyelim ki yatırım için nakit para ile ofis tapulu bir yer aldınız ve bir süre sonra nakite ihtiyacınız oldu veya sitede sürdürülen yaşamı, gürültüyü, karmaşayı beğenmediniz veya sitenin adı birtakım sebeplerle kötüye çıktı (örnek: Relax Plus/RelaxYaşam Residence) ofis tapulu mülkünüzü satmak istediniz. Satarken tıpkı sizin gibi cebinde nakit parası olan müşteri bulmanız gerekiyor ki mülk tez zamanda satılabilsin. Bu işler meşakkatli işler anlayacağınız. İyice araştırmadan ev/arsa satın almayın, sakın ha emlakçı tuzaklarına da düşmeyin.
Bağlıca tarafında bir yere baktım geçen hafta 2+1 daire, fiyat fena değil diyerek görüştüğüm emlakçıda dairelerin iskanının alınamadığı için uygun fiyatla satışa konulduğunu öğrendim. Gözü doymaz müteahhit arsaya bir blok fazla bina yapmış, belediye bu sebeple iskan vermemiş. Emlakçının vicdanlısına da ilk defa rast geldim. Böyle insanlara denk geldikçe geleceğe dair kırılan bütün umutlarım tekrar alevleniyor. Ne diyeyim. Allah herkesi iyilerle karşılaştırsın. Beğendiğim daireyi değerinden üç kuruş fazlaya satmak için ayak üstü kırk takla atan emlakçı tayfasından sonra bu dürüst vatandaş emlak alımı/yatırımı konusunda ufkumu açtı. Kendisine minnettarım. Bunu yüzüne de söyledim.
Bu arada çok katlı yapıları incelerken bol bol göğe baktım. Her residence birbirinden farklı birer göğe bakma durağı gibi.
Sahi ne olacak benim bu gökyüzüne, semaya bakma sevdam?