Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

4 Aralık 2016 Pazar

Evsizlik Defterleri



                                                               [6]

Her 
Sevişmemizde seninle
Dünya kendini eksiltiyor
İçimizden bir yerlere
Halatlar kırık kürekler düşüyor
Ne kadar kalıntısı varsa depremlerin
Yer aynasında
O kadar sürüyor o an ardarda

Teslim oluşumuz

Kan kemik ve kekik kokan

Et oluşumuz

                                                                [12]

Ölüm kokan bir adaktı
Kekik tadında
Yeni doğmuş çocukların ağlayışlarında
Vardı belki onu andıran taze kan
O taze
Dünya

Ne söz var daha ağızda
Ne hece

Gitti gideli dünya 
Kayarak o adaktan o törenden
O tutuk semizotları kaplı gevrek yerden

Biz de tarih olduk
İlk sustuğu anlar bulutun
Bir geyik, bir vazo, bir de üç beş kuru çiçek
Zaman değirmenini bundan böyle
Tek başlarına yürütecek

Bir tarih miydi tarih miydi Fi
Sesini başlatan bir çalgıdan geliyordu
Ey örtülü damlası
Zalim zamanın ve gözü görmez aşkın diyordu
Hep o anlam peşinde bir uzun şarkı çadırlardan
Ormana yayılıyordu

Kim çalıyordu kör çakallar
Ak çöllerde uyurken uyanıyorlardı öyle
Uzun günler 
Çadırda sineklerle boğuşurken şiir kokuyordu
harfler birden
Anlamlarından soyunmuş soyulmuş meyveler gibi
sözler
Bana veriliyordu

Evet ben değilim sen
Ama ne zaman sen ben değilsen
İşte o zaman bir küçük an sonsuzluğa uzanıyor
Avuçlarımdan
Ben sadece sen oluyorum
Ne zaman ben sen değilsem
Sen
İşte o zaman
Epeyce ben oluyorsun

Zaman avuçlarımda tüyleniyor
Dil kanıyor ağzımda
Dilim kanıyor
Senin de benim de

                                                                [4]

Biliyorum bilmiyormuş gibi ne zaman
Sen ben değilsen
İşte tam o zaman
Yakamozlar bildiriyorlar bana bilmiyormuş gibi
Ben sadece senim
Ne zaman ben sen değilsem

İşte o zaman

Yakamozlara ben bildiriyorum hiç bilmeden
Sen epeyce bensin

                                                                [8]

Yıldız kuzeyi gösteriyor
Gece beni
Ay seni
Durmamacasına iskeleleri sürüklüyorlar
Kırık kürekleri
Kara kirli kuşakları
Kurşun parlıyor
Rengini değiştirmiş
Evet doğrudur
Beyaz ve umutsuz bir aşkla seviyorum seni
Yani beyaz ve kirli
Anlamı epey az pis ve çelişkili
Yine de bir yoruma sığsın istiyorum
Bu yakamozlar yumağı
Bir bir dokunsun
Bir sona ersin
İstersen bir gece seninle
Yakamozlar yanarken üzerimizde
Çırılçıplak mutsuz beyaz
Küreksiz boğuşalım
Yıldız kuzeye doğru toz olsun
Toz duman olsun damaklarımız
Bu taşıyamadığımız aşkımızı
Denize kusalım
Evet doğrudur
Kırılmış bir kürek gibi seviyorum seni
Yakamozlara yapışık yıllarca
Avuçlarımızda
Hep sevişemediğimiz gibi
Bir yıldız kuzeyi gösterirken

Nami Başer
Evsizlik Defterleri I-II/V Periferi Kitap 2008

4 yorum:

N.Narda dedi ki...

Güzel misralar.... kitabın kapağı da güzel.

mabelard dedi ki...

Evsizlik Defterleri iki üç türün bileşimi gibi. İçeriğinde şiir var, günlük var, roman var. Yazarı felsefe öğretmeniymiş. İlgimi çekti. Kazdıkça derine inilen, indikçe yeni hazineler keşfedilen antik bir şehir gibi. İlginç buldum. Altını çizdiğim dizelerden tanıtım için kısa bir bölüm paylaşmak istedim.

Okuyarak kattığınız değer için teşekkür ederim Narda. İyilikle kalın.

Şiirin Nabzı dedi ki...

Okurunun kapağını açmasını bekleyen sedef kakmalı bir hazine gibi içi mücevherlerce sözcük dolu bir eser.

mabelard dedi ki...

İyi şiir nerede olursa olsun okurunu buluyor. Nami Başer. bu dizelerde okuruna sıradanlığa teslim olmamanın hazzını duyumsatıyor. Şiir, kımıldayan yaşamın en sıradışı aynası.