(dağ sınırdır, bulutlar yüzme bilmez, evler evlere
gölgedir, bellek trajedidir, trajedi de bellek. bazı kentleri yakmak gerek. bazı kentler ise susmak
içindir.
su mistiktir. penguenler ayini sever ama hep aldanırlar. bazı cümleler
sadece akşam söylenir. çok cümle biriktirdim gidip onları düşüneceğim.)
mor rüyaları kedilerin ki kediler biraz kadındır-
sonra bu hepinizin iyi görünme telaşını anladım
sözcüklerdeki lekesi buyurganlığı sesinizin
-anladım da neden mor rüyalarına girdiniz kedilerin-
usumda yüzleriniz kovulduğum evlerden
ve sonra insan bir yerlere gitmek içindir
ve sonra insan kendine göçebedir
(herkes kendi yarasına aşina. yara yaraya taşra. bir nehir
entropiye akar-ki aşk entropidir. -Thich Nhat Hanh esriktir. Sebestiao Salgado hala
yaralıdır. düzenle başlayan bütün cümleler yalandır. ne kadar yalın olursak o kadar iyi.)
çocuk-yalın:-bahçe kapısında beklerim seni
anne-karmaşa-:upuzun bir kuyu içsel zamanda
zaman:o ki acının iz sürücüsü iyi bir yara tarihçisi
(Edmund Husserl nesnel tarihçisidir. tarih kitapları onu
yazmaz. yaşasaydı şöyle derdi: sözcükleri paklamak gerek her şeyi yeniden tanımlamak
için .)
-çocukluğun rivayeti yahut var olmanın sayrısı-
buradayım
kalû belânın belâ/sından kaçmaktan geliyorum
sesini kaybetmiş akşamın üzgünlüğünden
buradayım
iki dünyada kaybetmenin huzursuzluğu
iklimlerin uyuşmazlığından geliyorum
buradayım
kendisi olamanın hoşnutsuzluğu
babamın diktatörlüğünden geliyorum
buradayım
-ânestü nârâ- ve yanıldım
yanılmanın tarihinden geliyorum
buradayım
baktım âyine-i iskendere kendimi göremedim
-şuara’daymış meğer-
kendimi görememenin yalancılığından geliyorum
buradayım
burada olmasaydım da
burada olmaya devam etmekten geliyorum
buradayım
sözcüklerin cinnetinden geliyorum
buradayım
sizleri rahatsızlığımla rahatsız etmeye geldim
buradayım
burası orası değil
kalû belânın belâ/sından kaçmaktan geliyorum
sesini kaybetmiş akşamın üzgünlüğünden
buradayım
iki dünyada kaybetmenin huzursuzluğu
iklimlerin uyuşmazlığından geliyorum
buradayım
kendisi olamanın hoşnutsuzluğu
babamın diktatörlüğünden geliyorum
buradayım
-ânestü nârâ- ve yanıldım
yanılmanın tarihinden geliyorum
buradayım
baktım âyine-i iskendere kendimi göremedim
-şuara’daymış meğer-
kendimi görememenin yalancılığından geliyorum
buradayım
burada olmasaydım da
burada olmaya devam etmekten geliyorum
buradayım
sözcüklerin cinnetinden geliyorum
buradayım
sizleri rahatsızlığımla rahatsız etmeye geldim
buradayım
burası orası değil
(nereye giderse gitsin insan en son kendi kaosuna
dönüyor)
Mesut Akatay
Şehir Dergisi, Haziran 2017 Sayı: 105
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder