Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

5 Ocak 2016 Salı

Dönüşüm


“Etrafımdaki insanlara ürkünçlük ve tedirginlik hissettirdiğimde
yalnızlığı ele geçirmiş olacağım.”

Kafka - Değişim (Dönüşüm)

  
Franz Kafka'nın 1915 yılında yayımlanan ve yükte hafif, içerikte epeyce ağır öyküsü Dönüşüm (diğer adlarıyla Değişim ve Metamorfoz), 1975 yılında Çek Yönetmen Jan Němec ve 1983 yılında ise Fransız Yönetmen Jean-Daniel Verhaeghe tarafından filme çekildi.

Babasının, Kafka’ya yazdığı bir mektubunda edebiyata olan eğilimini kastederek “Sen bir böceksin, parazitsin ailenin sırtında” dediğini düşünürsek Kafka’dan bu tür bir şaheser çıkmasına şaşmamak lazım.(1)

Kafka'nın önde gelen eserleri arasında yer alan ve bir bakıma ötekileştirmeyi konu alan öykü, Gregor Samsa'nın bir sabah kendini dev bir böceğe dönüşmüş bulmasıyla başlar ve hayatındaki değişiklikleri anlatarak devam eder. Kafka, muhteşem öyküsünde gerçek üstü bir hali adeta gerçeğin içinden çekip çıkarmaktadır. Kafka’nın insan beynini kemiren bu fantastik öyküsünde kahramanımız Gregor, bir sabah bunaltıcı düşlerinden uyanır ve kendisini yatağında dev bir böcek olarak bulur. Gregor’un dönüşümü başlamıştır.

Öncelikle gördüğü rüyanın devam ettiğini sanıp biraz daha uyumaya devam etmeyi düşünür ama hayır! Uyanmıştır ve fark eder ki gerçekten bir böceğe dönüşmüştür. Bundan sonra Gregor’un öyküsü böylelikle karanlık ve depresif bir atmosferde ilerler. İlk önce odasındaki eşyalarını –artık- bir böceğin gözüyle inceleyen Gregor, her şeyi, her nesneyi daha farklı bir açıdan değerlendirmeye başlamıştır. Gregor, o sabah –nedense- çalmayan alarmlı saati sebebiyle işe geç kalır ve kız kardeşi, anne ve babası tarafından kalkması söylenir. Ardından işyerindeki müdürü çıkagelir. Neden işe gelmediğini merak etmiştir. Odasından çıkmayan pazarlamacı Gregor, ailesini ve Müdürünü bir endişeye sevk eder ve onları daha da meraklandırır Ailesi mahcubiyet içerisinde müdürün karşısında küçülürler! Hayvansı bir horultuyla onlara cevap veren Gregor, sonunda kapıyı açmak zorunda kalır. Büyük bir mahcubiyet içinde özürler dilemekte ve anlayış beklemektedir.

Gregor’a sadece kız kardeşi Grete iyi davranmakta ve onu özenle beslenmektedir. Ancak daha sonra bu yakın davranışı gittikçe kabalaşacak, Gregor’un yiyecekleri önce tabakla konacak, ardından yerlere fırlatılacaktır.

Bu günden sonra Gregor’un artık çalışamaması aileyi mali bir sıkıntıya sürükleyecek ve bu en başta babasını öfkelendirecektir.

Annesi önceleri ona acımaktadır:
“Ne olursa olsun o benim talihsiz oğlum! Onun yanında olmalıyım.”

Bayan Samsa önceleri aile içinde oğlunu anlamak için tek çabalayan, fakat edilgenliği yüzünden ise geride kalan tek kişidir (Romanın sonlarına doğru Gregor başını zorla çevirip sadece annesine bakar ve üzülür).

Gregor’un odaya kız kardeşi veya annesi girdiğinde üzülmesinler diye çarşafın altına saklanması ise içler acısı bir sahnedir.

Annesi ve kız kardeşi Gregor’un daha rahat hareket edebilmesi için odasındaki eşyaları kaldırmaya karar verirler. Aslında bu durum Gregor’u daha yalnızlaştıracak ve yabancılaştıracaktır. Oda düzenlemesi yapan annesi bir an için oğlu Gregor’u –dev bir böcek olarak- görür ve fenalaşıp baygınlık geçirir.

Bir akşam Gregor’un tavanda asılı olan avizeden yemek masasına düşmesi ise bardağı taşıracak ve bu durum babasını öfkeden çıldırtacaktır. Öfkelenen babası, Gregor’a masanın üzerindeki elmaları fırlatır. Elmalardan birisi Gregor’un sırtına saplanıp kalacaktır.

Gregor’un bir aydan fazla süredir acısını çektiği bu yaralanma ise kimsenin umurunda değildir. Oysa o bu ailenin bir parçasıdır. Kaldı ki aile olmanın getirdiği sorumluluklar, duyulan tiksintiyi bastırması gerekmekte iken…

Gregor’a artık kız kardeşi de dâhil artık herkes kötü davranmaktadır. Kardeşi bakım görevini artık eskisi gibi yerine getirmemektedir. Gregor’un yemekleri özensiz bir şekilde odanın orta yerine atılmakta, odası temizlenmemekte ve her yer pis ve dağınıklık içinde bırakılmaktadır.

Kısacası ailesi (ve aslında toplum) ona sırt çevirmiştir.

Zaten artık Gregor ile eve yeni gelen hizmetçi muhatap olacak ve Gregor’un gördüğü kötü muamele o günden sonra zirveye ulaşacaktır.

Mali sıkıntıdan ötürü evin bir odasının üç titiz beyefendiye kiraya verilmesinin ardından gereksiz tüm eşyalar Gregor’un odasına yığılmış, odası gereksiz bir eşya deposuna dönüşmüştür. Ailenin bir köşeye koyamadığı ama satılsa da beş para etmeyen onlarca ıvır zıvır da cabası…

“Kapılar kilitliyken herkes yanına gelmek istemişti, şimdi, yani Gregor kapılardan birini açtıktan sonra ve ötekilerde gündüz herhalde açılmışken, artık gelen giden yoktu ve anahtarlar da şimdi kilitlere dışarıdan sokulmuştu.” (kitaptan)

Bu arada Gregor’un babasının annesine ve kız kardeşine davranışları, annesinin kiracı adamlara karşı mahcubiyet içinde yakınlaşması ve üç kiracının sadece odayı değil adeta insanları satın almışçasına şımarık ve açgözlü tutumu, küçük burjuva çevrelerindeki tiksindirici aile ilişkilerini ortaya koyması bakımından anlamlıdır.

Bir akşam Gregor’la karşılaşan üç beyefendinin, kira sözleşmesini feshedip ücret ödemeyeceklerini bildirmeleri de Gregor ile ailesi arasında yeni bir huzursuzluk yaratacaktır.

Artık kız kardeşi de bu son duruma isyan eder:
“Bu yaratık kardeşimin ismini hak etmiyor! Ondan kurtulmaya çalışmalıyız. Ona katlandık, ona baktık! O Gregor olsaydı, böyle bir hayvanla yaşanamayacağını anlardı! O yüzden gitmesi gerekiyor!”

Elbette Gregor’un kimseyi en başta da kız kardeşini korkutmak gibi bir niyeti yoktu. Sadece odasına gidebilmek için etrafında dönüp duruyordu. Bu zor düşünceler esnasında çektiği acılardan ötürü ta en başından destek almak zorunda olduğu apaçık ortadaydı.

İyice soyutlanan Gregor,’un yanlışı -nedensiz de olsa- zaman zaman kendinde aradığı ve bu soyutlanmanın onu bunalımlara ve hatta ölüme sürüklediği ise aşikar...

Sırtında kabuğuna gömülü taşıdığı babasının fırlattığı elma ise buna ancak son bir sebep!

“Bütün bedeninde acı duymasına rağmen bu acının gittikçe azaldığını ve sonunda tamamen yok olacağını hissetti. 

Sırtındaki çürümüş elmayı ve iltihaplanan bölgeyi zar zor hissediyordu. Tekrar ailesini düşündü duygu ve sevgiyle hem de… 

Ortadan kaybolması gerektiğini belki kız kardeşinden bile daha ciddi düşünüyordu. Bir sabah başı önüne düştü ve son nefesi burun deliklerinden çıktı.”

Ölü bedeni evin hizmetçisi tarafından fark edildi:
“Bakın bakın ölmüş! Orada öylece yatıyor. Geberip gitmiş!”
Ve “inançlı” babası ilk yorumu yaptı:
“O halde tanrıya şükretmeliyiz!”

Birçok değerin başarıyla sorgulandığı Dönüşüm’de Samsa ailesinin tepkileri, süreç içerisindeki farklılaşmaları ile bir anlamda modern toplumun açmazlarını da gözler önüne sermiş oluyor.

Öyküye sadece insani değil kapitalizm açısından da bakmakta fayda var. Şöyle ki; Gregor aslında o bunaltıcı düşlerden uyanıp kendisini bir böcek olarak bulmadan önce ailesi ve çevresi tarafından sayılan ve sevilen birisiydi. Ama böcek olduktan sonra iyi sayılabilecek işinden olmuş, ailesine para getiremez duruma düşmüştür. Ailesi ise kendisi sayesinde devam ettirdiği hayat standardının altına inmek zorunda kalmıştır. İşinde gayet başarılı bir geçmişe sahip olmasına rağmen müdürü, böcek Gregor'u görünce kaçmış ve onu gözden çıkarmıştır; çünkü bir böceğin insan ilişkilerinin önemli rol oynadığı pazarlama alanında başarı elde etme şansı yoktur.

Kendisi böcek olmadan önce ailede işe yaramaz gözüyle bakılan ve keman çalması bile çok görülen kız kardeşi Grete, önce böcek olan Gregor'un bakımını üstlenmiş, ancak daha sonra serpilip güzelleşerek aileye “zengin damat” getirme ihtimalini doğurmuştur. Böylece Grete, ailenin gözünde aşırı değerlenmiş, Gregor'un tahtına oturmuştur.

Kapitalizmde işe yaramanın önemi...

Gregor'un ailesine, kız kardeşine beslediği o saf sevginin hiç bir önemi yoktur; çünkü o artık bir böcektir. Görünce tiksindiğimiz, “dönüşümünü” dahi sorgulamadığımız ama tiksinircesine niye yaratıldığını merak ettiğimiz zavallı bir böcek…

İşin ilginç yanlarından birisi de kimse “Gregor neden böceğe dönüştü” diye sorgulamaz ve merak etmez. Derhal kabullenir. Yani dönüşümü, ne Gregor ne de ailesi sorgulamaz.

Onu sadece normalde yaptığı eylemleri gerçekleştirmekte zorlanması, “işe nasıl gideceğim şimdi” gibi günlük işleri gerçekleştirme endişesi kaplar.

Bu arada neden bir başka hayvan değil de böcek diye soracak olursak, böceğin insanda tiksinme hissi uyandırmasından ötürü tercih edildiğini anlayabiliriz. Böcek en az sevilen canlıdır ve kendinden uzaklaştırır. Gregor -yani Kafka- da insanları kendinden uzaklaştırmıştır.

Oysa gerçek tiksinme, Gregor Samsa'nın bir böcek olmasından değil, dönüşüm karşısındaki davranışlarını gördüğümüz aile yapısının içine düştüğü davranış bozukluğundan kaynaklanmaktadır.

Gregor, fiziksel olarak bir böceğe dönüşürken bir yandan da ruhsal olarak kendi insanlığına yaklaşmaktadır. Yani değişen/ve dönüşen Gregor değil, başta kız kardeşi olmak üzere ailesidir. Gregor’un dönüşümü sadece bir bedensel ölümdür.

Şüphesiz burada ölümün en acıklı hallerinden birini görmekteyiz. O zaman şunu diyebiliriz: Gregor Samsa bir sabah tedirgin düşlerinden uyandı ve kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu o çirkin dünyayı...

Küçük bir böcek veya koca bir dünya…

Vladimir Nabokov, Dönüşüme ilişkin şunları kaleme almıştır:

“Gregor'un kuru cesedi ertesi sabah temizlikçi kadın tarafından keşfedilir ve hain ailenin böcekli dünyasına sıcak bir rahatlama duygusu yayılır. Burada sevgi ve özenle gözlemlenmesi gereken bir nokta var. Gregor böcek kılığına girmiş bir insandır; ailesiyse insan kılığına girmiş böcek. Gregor'un ölümüyle birlikte ailenin böcek ruhları artık keyiflerine bakabileceklerinin farkına varır birden. " 'Grete gel biraz yanımızda kal' dedi Bayan Samsa melankolik bir gülümsemeyle ve Grete, leşe bakmaktan vazgeçmeksizin annesiyle babasının peşi sıra yatak odasına gitti." temizlikçi kadın pencereyi ardına kadar açar; içeri giren hava ılıktır: vakit martın sonu, yani böceklerin kış uykusundan uyandığı dönemdir.”

Bir sabah uyandığınızda eğer kendinizin bir böcek olduğunuzu görürseniz, bu dönüşümü yıkımın bir habercisi olarak değil; aksine bir fırsat ve yeni bir başlangıç olarak değerlendirin!

Volkan Durmaz
Mağara Fikir Sanat Edebiyat Dergisi, Şubat 2015 

(1)“For the father, Kafka was a parasite, a cockroach. The father believed his son was so lacking in manhood that in the mother's presence, the father offered to help him find the nearest brothel when he wanted to get married and start his own family (Letter to His Father 158). Purdue University Publishings, P. 7.http://docs.lib.purdue.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=2180&context=clcweb


2 yorum:

RABİA SERTELİ dedi ki...

Babalar hayatımızda çok önemli figürler. Anne bizi her halimizle kabul eder. Bizim için önemli olan babamızın bizi ve yaptıklarımızı beğenmesi, onaylamasıdır. Kafka, en çok beğenilen belki de onu Kafka yapan eserini babasına borçlu diyebiliriz. Paylaşım için teşekkürler...

mabelard dedi ki...

Evet, "böcek" imgesinin yakalanması ve "Dönüşüm"ün yazılmasında babasının rolü büyük.

Okuyarak kattığınız değer için teşekkür ederim.