“Etrafımdaki insanlara ürkünçlük ve tedirginlik
hissettirdiğimde
yalnızlığı ele geçirmiş olacağım.”
Kafka - Değişim (Dönüşüm)
Franz Kafka'nın 1915 yılında yayımlanan ve yükte hafif,
içerikte epeyce ağır öyküsü Dönüşüm (diğer adlarıyla Değişim ve Metamorfoz),
1975 yılında Çek Yönetmen Jan Němec ve 1983 yılında ise Fransız Yönetmen
Jean-Daniel Verhaeghe tarafından filme çekildi.
Babasının, Kafka’ya yazdığı bir mektubunda edebiyata olan
eğilimini kastederek “Sen bir böceksin, parazitsin ailenin sırtında”
dediğini düşünürsek Kafka’dan bu tür bir şaheser çıkmasına şaşmamak lazım.(1)
Kafka'nın önde gelen eserleri arasında yer alan ve bir
bakıma ötekileştirmeyi konu alan öykü, Gregor Samsa'nın bir sabah kendini dev
bir böceğe dönüşmüş bulmasıyla başlar ve hayatındaki değişiklikleri anlatarak
devam eder. Kafka, muhteşem öyküsünde gerçek üstü bir hali adeta gerçeğin
içinden çekip çıkarmaktadır. Kafka’nın insan beynini kemiren bu fantastik
öyküsünde kahramanımız Gregor, bir sabah bunaltıcı düşlerinden uyanır ve
kendisini yatağında dev bir böcek olarak bulur. Gregor’un dönüşümü başlamıştır.
Öncelikle gördüğü rüyanın devam ettiğini sanıp biraz daha
uyumaya devam etmeyi düşünür ama hayır! Uyanmıştır ve fark eder ki gerçekten
bir böceğe dönüşmüştür. Bundan sonra Gregor’un öyküsü böylelikle karanlık ve
depresif bir atmosferde ilerler. İlk önce odasındaki eşyalarını –artık- bir
böceğin gözüyle inceleyen Gregor, her şeyi, her nesneyi daha farklı bir açıdan
değerlendirmeye başlamıştır. Gregor, o sabah –nedense- çalmayan alarmlı saati
sebebiyle işe geç kalır ve kız kardeşi, anne ve babası tarafından kalkması
söylenir. Ardından işyerindeki müdürü çıkagelir. Neden işe gelmediğini merak
etmiştir. Odasından çıkmayan pazarlamacı Gregor, ailesini ve Müdürünü bir
endişeye sevk eder ve onları daha da meraklandırır Ailesi mahcubiyet içerisinde
müdürün karşısında küçülürler! Hayvansı bir horultuyla onlara cevap veren
Gregor, sonunda kapıyı açmak zorunda kalır. Büyük bir mahcubiyet içinde özürler
dilemekte ve anlayış beklemektedir.
Gregor’a sadece kız kardeşi Grete iyi davranmakta ve onu
özenle beslenmektedir. Ancak daha sonra bu yakın davranışı gittikçe
kabalaşacak, Gregor’un yiyecekleri önce tabakla konacak, ardından yerlere
fırlatılacaktır.
Bu günden sonra Gregor’un artık çalışamaması aileyi mali
bir sıkıntıya sürükleyecek ve bu en başta babasını öfkelendirecektir.
Annesi önceleri ona acımaktadır:
“Ne olursa olsun o benim talihsiz oğlum! Onun yanında
olmalıyım.”
Bayan Samsa önceleri aile içinde oğlunu anlamak için tek
çabalayan, fakat edilgenliği yüzünden ise geride kalan tek kişidir (Romanın
sonlarına doğru Gregor başını zorla çevirip sadece annesine bakar ve üzülür).
Gregor’un odaya kız kardeşi veya annesi girdiğinde
üzülmesinler diye çarşafın altına saklanması ise içler acısı bir sahnedir.
Annesi ve kız kardeşi Gregor’un daha rahat hareket
edebilmesi için odasındaki eşyaları kaldırmaya karar verirler. Aslında bu durum
Gregor’u daha yalnızlaştıracak ve yabancılaştıracaktır. Oda düzenlemesi yapan
annesi bir an için oğlu Gregor’u –dev bir böcek olarak- görür ve fenalaşıp
baygınlık geçirir.
Bir akşam Gregor’un tavanda asılı olan avizeden yemek
masasına düşmesi ise bardağı taşıracak ve bu durum babasını öfkeden
çıldırtacaktır. Öfkelenen babası, Gregor’a masanın üzerindeki elmaları
fırlatır. Elmalardan birisi Gregor’un sırtına saplanıp kalacaktır.
Gregor’un bir aydan fazla süredir acısını çektiği bu
yaralanma ise kimsenin umurunda değildir. Oysa o bu ailenin bir parçasıdır.
Kaldı ki aile olmanın getirdiği sorumluluklar, duyulan tiksintiyi bastırması
gerekmekte iken…
Gregor’a artık kız kardeşi de dâhil artık herkes kötü
davranmaktadır. Kardeşi bakım görevini artık eskisi gibi yerine
getirmemektedir. Gregor’un yemekleri özensiz bir şekilde odanın orta yerine
atılmakta, odası temizlenmemekte ve her yer pis ve dağınıklık içinde
bırakılmaktadır.
Kısacası ailesi (ve aslında toplum) ona sırt çevirmiştir.
Zaten artık Gregor ile eve yeni gelen hizmetçi muhatap
olacak ve Gregor’un gördüğü kötü muamele o günden sonra zirveye ulaşacaktır.
Mali sıkıntıdan ötürü evin bir odasının üç titiz
beyefendiye kiraya verilmesinin ardından gereksiz tüm eşyalar Gregor’un odasına
yığılmış, odası gereksiz bir eşya deposuna dönüşmüştür. Ailenin bir köşeye
koyamadığı ama satılsa da beş para etmeyen onlarca ıvır zıvır da cabası…
“Kapılar kilitliyken herkes yanına gelmek istemişti,
şimdi, yani Gregor kapılardan birini açtıktan sonra ve ötekilerde gündüz
herhalde açılmışken, artık gelen giden yoktu ve anahtarlar da şimdi kilitlere
dışarıdan sokulmuştu.” (kitaptan)
Bu arada Gregor’un babasının annesine ve kız kardeşine
davranışları, annesinin kiracı adamlara karşı mahcubiyet içinde yakınlaşması ve
üç kiracının sadece odayı değil adeta insanları satın almışçasına şımarık ve
açgözlü tutumu, küçük burjuva çevrelerindeki tiksindirici aile ilişkilerini
ortaya koyması bakımından anlamlıdır.
Bir akşam Gregor’la karşılaşan üç beyefendinin, kira
sözleşmesini feshedip ücret ödemeyeceklerini bildirmeleri de Gregor ile ailesi
arasında yeni bir huzursuzluk yaratacaktır.
Artık kız kardeşi de bu son duruma isyan eder:
“Bu yaratık kardeşimin ismini hak etmiyor! Ondan
kurtulmaya çalışmalıyız. Ona katlandık, ona baktık! O Gregor olsaydı, böyle bir
hayvanla yaşanamayacağını anlardı! O yüzden gitmesi gerekiyor!”
Elbette Gregor’un kimseyi en başta da kız kardeşini
korkutmak gibi bir niyeti yoktu. Sadece odasına gidebilmek için etrafında dönüp
duruyordu. Bu zor düşünceler esnasında çektiği acılardan ötürü ta en başından
destek almak zorunda olduğu apaçık ortadaydı.
İyice soyutlanan Gregor,’un yanlışı -nedensiz de olsa-
zaman zaman kendinde aradığı ve bu soyutlanmanın onu bunalımlara ve hatta ölüme
sürüklediği ise aşikar...
Sırtında kabuğuna gömülü taşıdığı babasının fırlattığı
elma ise buna ancak son bir sebep!
“Bütün bedeninde acı duymasına rağmen bu acının gittikçe
azaldığını ve sonunda tamamen yok olacağını hissetti.
Sırtındaki çürümüş elmayı ve iltihaplanan bölgeyi zar zor
hissediyordu. Tekrar ailesini düşündü duygu ve sevgiyle hem de…
Ortadan kaybolması gerektiğini belki kız kardeşinden bile
daha ciddi düşünüyordu. Bir sabah başı önüne düştü ve son nefesi burun
deliklerinden çıktı.”
Ölü bedeni evin hizmetçisi tarafından fark edildi:
“Bakın bakın ölmüş! Orada öylece yatıyor. Geberip
gitmiş!”
Ve “inançlı” babası ilk yorumu yaptı:
“O halde tanrıya şükretmeliyiz!”
Birçok değerin başarıyla sorgulandığı Dönüşüm’de Samsa
ailesinin tepkileri, süreç içerisindeki farklılaşmaları ile bir anlamda modern
toplumun açmazlarını da gözler önüne sermiş oluyor.
Öyküye sadece insani değil kapitalizm açısından da
bakmakta fayda var. Şöyle ki; Gregor aslında o bunaltıcı düşlerden uyanıp
kendisini bir böcek olarak bulmadan önce ailesi ve çevresi tarafından sayılan
ve sevilen birisiydi. Ama böcek olduktan sonra iyi sayılabilecek işinden olmuş,
ailesine para getiremez duruma düşmüştür. Ailesi ise kendisi sayesinde devam
ettirdiği hayat standardının altına inmek zorunda kalmıştır. İşinde gayet
başarılı bir geçmişe sahip olmasına rağmen müdürü, böcek Gregor'u görünce
kaçmış ve onu gözden çıkarmıştır; çünkü bir böceğin insan ilişkilerinin önemli
rol oynadığı pazarlama alanında başarı elde etme şansı yoktur.
Kendisi böcek olmadan önce ailede işe yaramaz gözüyle
bakılan ve keman çalması bile çok görülen kız kardeşi Grete, önce böcek olan
Gregor'un bakımını üstlenmiş, ancak daha sonra serpilip güzelleşerek aileye
“zengin damat” getirme ihtimalini doğurmuştur. Böylece Grete, ailenin gözünde
aşırı değerlenmiş, Gregor'un tahtına oturmuştur.
Kapitalizmde işe yaramanın önemi...
Gregor'un ailesine, kız kardeşine beslediği o saf
sevginin hiç bir önemi yoktur; çünkü o artık bir böcektir. Görünce
tiksindiğimiz, “dönüşümünü” dahi sorgulamadığımız ama tiksinircesine niye
yaratıldığını merak ettiğimiz zavallı bir böcek…
İşin ilginç yanlarından birisi de kimse “Gregor neden
böceğe dönüştü” diye sorgulamaz ve merak etmez. Derhal kabullenir. Yani
dönüşümü, ne Gregor ne de ailesi sorgulamaz.
Onu sadece normalde yaptığı eylemleri gerçekleştirmekte
zorlanması, “işe nasıl gideceğim şimdi” gibi günlük işleri gerçekleştirme
endişesi kaplar.
Bu arada neden bir başka hayvan değil de böcek diye
soracak olursak, böceğin insanda tiksinme hissi uyandırmasından ötürü tercih
edildiğini anlayabiliriz. Böcek en az sevilen canlıdır ve kendinden
uzaklaştırır. Gregor -yani Kafka- da insanları kendinden uzaklaştırmıştır.
Oysa gerçek tiksinme, Gregor Samsa'nın bir böcek
olmasından değil, dönüşüm karşısındaki davranışlarını gördüğümüz aile yapısının
içine düştüğü davranış bozukluğundan kaynaklanmaktadır.
Gregor, fiziksel olarak bir böceğe dönüşürken bir yandan
da ruhsal olarak kendi insanlığına yaklaşmaktadır. Yani değişen/ve dönüşen
Gregor değil, başta kız kardeşi olmak üzere ailesidir. Gregor’un dönüşümü
sadece bir bedensel ölümdür.
Şüphesiz burada ölümün en acıklı hallerinden birini
görmekteyiz. O zaman şunu diyebiliriz: Gregor Samsa bir sabah tedirgin
düşlerinden uyandı ve kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu o çirkin dünyayı...
Küçük bir böcek veya koca bir dünya…
Vladimir Nabokov, Dönüşüme ilişkin şunları kaleme
almıştır:
“Gregor'un kuru cesedi ertesi sabah temizlikçi kadın
tarafından keşfedilir ve hain ailenin böcekli dünyasına sıcak bir rahatlama
duygusu yayılır. Burada sevgi ve özenle gözlemlenmesi gereken bir nokta var.
Gregor böcek kılığına girmiş bir insandır; ailesiyse insan kılığına girmiş
böcek. Gregor'un ölümüyle birlikte ailenin böcek ruhları artık keyiflerine
bakabileceklerinin farkına varır birden. " 'Grete gel biraz yanımızda kal'
dedi Bayan Samsa melankolik bir gülümsemeyle ve Grete, leşe bakmaktan
vazgeçmeksizin annesiyle babasının peşi sıra yatak odasına gitti."
temizlikçi kadın pencereyi ardına kadar açar; içeri giren hava ılıktır: vakit
martın sonu, yani böceklerin kış uykusundan uyandığı dönemdir.”
Bir sabah uyandığınızda eğer kendinizin bir böcek
olduğunuzu görürseniz, bu dönüşümü yıkımın bir habercisi olarak değil; aksine
bir fırsat ve yeni bir başlangıç olarak değerlendirin!
Volkan Durmaz
Mağara Fikir Sanat Edebiyat Dergisi, Şubat 2015
(1)“For the father,
Kafka was a parasite, a cockroach. The father believed his son was so lacking
in manhood that in the mother's presence, the father offered to help him find
the nearest brothel when he wanted to get married and start his own family
(Letter to His Father 158). Purdue University Publishings, P. 7.http://docs.lib.purdue.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=2180&context=clcweb
2 yorum:
Babalar hayatımızda çok önemli figürler. Anne bizi her halimizle kabul eder. Bizim için önemli olan babamızın bizi ve yaptıklarımızı beğenmesi, onaylamasıdır. Kafka, en çok beğenilen belki de onu Kafka yapan eserini babasına borçlu diyebiliriz. Paylaşım için teşekkürler...
Evet, "böcek" imgesinin yakalanması ve "Dönüşüm"ün yazılmasında babasının rolü büyük.
Okuyarak kattığınız değer için teşekkür ederim.
Yorum Gönder