-öğrendik; içimizin bozkırında diz dize, safran büyütmeyi-
babilin irem bahçesinde yaşamak varken
kalbiniz yaralı bir ankânın izinde
arpalık çölünde unutulmuş sarnıcın dilini
borgesi, kum kitabını okur gibi çözdünüz
aradığınız ankâ gözlerimin bebeğindeydi
gördünüz
ve siz, ten mülkünüze bayram çiçekleri nakşetmeyi
en çok o yeşil aynada sevdiniz
uzak/uzak mıydık? uzak/yakın mı?
şefkati zarife kuştan, inceliği kelebeğin ömründen
sizi dicleden, fırattan
dersaadetten
sizi cemre gibi içime almış ve saklamıştım
som dağların güze yanık eşiğinden
birinci eşik kelâmınız, ikinci eşik sesiniz
üçüncü cemre tenimdeki dağ yeli nefesiniz
siz bu üçlemeye aşkın pi sayısı dersiniz
biz nâr-ı muamma
şu yalan dünyada kapanmayan tek yaradır ki
o gülrûdur sevgilim bizim gizli öznemiz
fy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder