Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

3 Mart 2017 Cuma

Şiir Gibi İntihar mı? Şiir Gibi Yaşamak mı?


Gidiyorsun
Pencereni geceye kapatıp
Sabaha açıyorsun.
Gidiyorsun
Ölüm kapını çalıyor
Beklenen bir konuk gibi
Kapıyı koşarak açıyorsun.
Sözlerin bir intihar beyazı
Yüreğinde yalnızlık ayazı
Sarılıp ölümün kollarına ısınıyorsun.
Kapatmamışsın gözlerini
Bu kirli dünyayı görmezden geliyorsun.

Yüzünde buruk bir tebessüm var
Gözlerinde yüreğindeki yıldızlar.
Şimdi senin kan damlayan dudaklarında
Bir şiirdir intihar!.

Yukarıdaki şiir Esat Selışık’ın. Yazının başlığını da şiirden esinlenerek oluşturdum. Çünkü bu yazının oluşumuna Esat Selışık ile yaptığımız sohbetin katkısını yadsıyamam.

Esat, Ceyl’an Ertem’i sordu bana. Biliyorum dedim. Ara sıra, fırsat buldukça dinlerim. Ertem’in “Efsunlu Dünya”  isimli klibini izlemiş. Klibin içindeki sahnelerden etkilenmiş. Klipteki görüntüler aklına Evelyn McHale’i getirmiş. Evelyn McHale kim? 1 Mayıs 1947’de New York Empire State Binasının 86.katından atlayarak intihar eden Amerikalı bir kadın.

Medyada “dünyanın en güzel intiharı” diye bilinen ve Evelyn McHale’i unutulmaz kılan intihar eylemi şöyle gerçekleşiyor.

Evelyn; 1923 yılında yedi kardeşin altıncısı olarak Amerika’da doğuyor. Annesinin adı Helen, babası Vincent McHale. Anne Helen, nedendir bilinmez yedi çocuğu da babaya bırakarak günün birinde evi terk ediyor. Evelyn, reşit olduğunda New York’a yerleşiyor. Burada abisi ve abisinin eşiyle birlikte yaşama tutunmaya çalışıyor. Manhattan’da bir şirkette muhasebeci olarak çalışan Evelyn âşık olduğu Barry Rhodes adlı gençle nişanlanıyor. Evlenmeyi, kendi yuvasını kurmayı hayal ediyor. Ailesinde herkesin düğün beklediği günlerde 24 yaşındaki Evelyn bir Mayıs sabahı 33.Caddede yerel saat: 10:40’ı gösterirken Empire State Binasının 86.katındaki gözlem platformuna çıkıyor. Ceketini binanın korkuluklarına asıyor. Çantasını ve cüzdanını yere bırakıyor. Ardından gövdesini boşluğa bırakıyor.

Evelyn’in asfalt zemine düşmekte olan gövdesi tam o sırada caddeden geçmekte olan Birleşmiş Milletler Meclisine ait bir Cadillac’ın üzerine düşüyor. Çantasında bulunan notta “ailemin ya da dışarıdan hiç kimsenin, hiçbir parçamı görmesini istemiyorum. Size ve aileme yalvarıyorum lütfen bedenimi yakarak yok edin, benim için anma veya tören düzenlemeyin” diyen Evelyn McHale’in unutulma, yok olma isteği, olay yerinden dört dakika sonra tesadüfen geçmekte olan genç bir fotoğrafçılık öğrencisi  Robert C. Wiles’in Cadillac üzerindeki cesedin fotoğrafını çekmesi sayesinde gerçekleşmiyor. Robert C. Wiles’in çektiği fotoğraf Evelyn McHale’i Amerika'da âdeta bir intihar ikonuna dönüştürüyor.


Fotoğraf dikkatle incelendiğinde Evelyn McHale’in vücudunun hiç bozulmadığı, gövdesinde ne bir kanama, ne de bir yara bere izine rastlanmadığı görülüyor. Yüzünde dingin, huzurlu bir ifade, sol avucunda nişanlısının armağan ettiği inci kolyeyle Evelyn McHale’in gövdesi  intihar etmiş birinden ziyade uykusunda güzel düşler gören insanların ruh hâline benziyor.

Elias Canetti ”Kurtarılmış Dil” isimli kitabında ölümü insana yakıştıramaz ve insanın en büyük düşmanının ölüm olduğunu belirtir. İntihar insan için hazin bir son. İnsan bütün karamsarlığına, çevresiyle, hayatla uyumsuzluğuna rağmen yaşama tutunmalı. İnsanın yaşama vedası bu kadar kısa olmamalı. Şairin dediği gibi. “Doğmak uzun bir veda faslıdır.”

İşyerindeki bilgisayarda kısıtlamalar olduğu için gün içinde müzik dinlemem video izlemem imkânsız. Akıllı telefon kullanmadığım için cep telefonumdan da video vs. gibi kayıtlara ulaşmam zor. Bu sebeple dün akşam eve gider gitmez laptopdan Ceyl’an Ertem’in “Efsunlu Dünya” isimli klibini izledim. Esat haklıydı. Ceylan Ertem klipteki görüntülerle Evelyn McHale’in intiharına göndermelerde bulunuyor, Ertem’in siyah bir araç üzerine uzanmış çekimleri şiirdeki “tevriye” sanatının bir benzerinin görsellikle duyumsatıldığını düşündürüyordu.

Çinli bilge Sun Tzu “sanatın zirvesi sanatı gizlemektir” der.

Ceyl’an Ertem’in “Efsunlu Dünya” klibi için onun sanatının zirvesi demek yanlış olur mu?  Olmaz. “Hadi ya” diyenlere yanıtım hazır. “Bu benim öznel görüşüm.”

Ertem müzik sanatının içine gizlenmiş şiirsel görüntülere yer verdiği “Efsunlu Dünya” isimli şarkısında ölümü kurtuluş gibi düşünenlere, acıdan, sancıdan, yaradan bunalanlara korkmayın diyor. Şiir gibi intihar etmek yerine şiir gibi yaşamayı öneriyor belki de. İyi de ediyor.

Ceyl’an Ertem dinlemeyen var mı? Dinleyin bence. Seveceksiniz.

“Yordu kırdı döktü efsunludur dünya
Kolaya kaçanlar sezemiyor asla
Acı sancı yara muhteşemdir korkma
Doya doya dokunsun o solukla sana”

fy

2 yorum:

Momentos dedi ki...

İzledim.. yazıyı okuduktan sonra özellikle daha vurucu oldu. Görüşünüze katılıyorum. "Şiir gibi yaşam" düşledim ve diledim hep. İntihara meyl edenleri de, ne kadar anlamaya çalışsam da eksik kalıyorum.

Kaleminize sağlık. Kana kana okuduğum bir yazı oldu.

mabelard dedi ki...

Kıraç'ın bir şarkısı var orada şöyle der. "Bırakma beni insanlar kötü."
İnsan umudunu yitirdiği an tutunacak bir el, bir dal, sığınacak bir liman arıyor.
Dertsiz insan var mıdır? Yoktur sanırım. Umudun bittiği yerde kimsesizlerin kimsesine inanmak, güvenmek, ona sığınmak lazım.

Okuyarak kattığınız değer için teşekkür ederim. İyilikle kalın.