"Yan yana koyduğun şeyler çok gülünç," dedi Mamoon. "Bir yanda yavan burjuva varoluşu var, diğer yanda da sonsuz haz diyebileceğimiz bir fantezi, sanki bu ikisi yegâne seçeneklermiş gibi."
"Evet," dedi Harry. "Siz şimdi böyle ifade edince son derece aptalca görünüyor."
Patavatsızlık ettiysem kusura bakma. Ama olayı anlatış şeklin yanıltıcı. Yani çerçeveyi yanlış yere koyuyorsun. O kayda değer zekânı bu konuya yormamışsın ve ben de bunun nedenini öğrenmek istiyorum. Neredeyse köktenci bir ayrım yapıyorsun." Kafasını kaldırıp tavana baktı ve devam etti: "Roman kirlenmek demektir. Roman sorunları görür. Joseph Conrad'ın söylediği bir söze kulak versen iyi olur; Conrad'ın çok umursadığım bir yazar olduğunu söylemiyorum, artık bana çok az şey keyif veriyor, biliyorsun bir ayağım çukurda."
"Ne demişti Conrad?"
"Yeni değerlerin keşfi kaotik bir deneyimdir. Anlık bir karanlık hissi bu. Ruhumun bu kaosta gevşek gevşek süzülmesine izin veriyorum."
"Gevşek gevşek süzülmek," diye tekrar etti Harry. "İhtiyacım olan şey bu."
"Yerinde olsam dikkatimi değerler kısmına verirdim."
Harry, Mamoon'un ona biraz şaşkınlık içinde baktığını fark etti. "Benim zayıf bir genç olduğumu mu düşünüyorsun?" dedi. "Ya da hak ettiğinden daha fazla haz yaşayan biri olduğumu mu?"
"Haz mı" diyerek güldü Mamoon. "İnsanların çoğu hazlarını nasıl azami düzeye çıkaracağını bilmez Harry, acılarını cinselleştirirler. Eminim insanların çoğunun sevgisiz yaşadığını, hayatlarını kendilerini heyecanlandırmayan insanları arayarak harcadıklarını fark etmişsindir."
"Neden?"
"Bir düşün."
"Bu size dair bir tasvir de olabilir mi efendim?"
Mamoon oturduğu yerde öne doğru eğildi ve "Görüş belirtmekten nefret ederim," dedi. "Ama sen beni zorlamakta kararlısın. Asla açık olmak istemem. Hiçbir şey açıklık kadar kafa karıştırıcı değildir. En iyi hikâyeler açık uçlu olan, insanın pek anlamadığı hikâyelerdir. Ama benim bu konulara dair fikrim basit: Bahsettiğin aşklar çok indirgenmiş karşılaşmalardır tabii ki. Birer ilişki değildirler, hayır. Böyle tanımlanamazlar. Bunlar birer bağımlılık ya da anti ilişkidir. Belki sadece nefret ettiğin insanlarla birlikte olmayı seviyorsundur?"
"Nasıl olabilir ki efendim?"
İlerlemeyen ilişkiler sadistçe bir hal alır. Her iki tarafı da geliştirecek bir alışveriş olmalıdır; bir nevi dönüşüm ya da yeni bir şey olmalıdır, aksi takdirde şiddet başgösterir. Patlayıp bu durumdan kurtulmak isteyenlerin şiddeti."
"Bundan emin misiniz, efendim?"
Mamoon omuzlarını silkti. "Karşılıklı dönüşüm, bütün iyi şeyler gibi, nadir ratlanan bir şeydir. Bence insan sadık olmak isteyeceği birini bulana dek gönlünce yaşamalıdır. Ne de olsa senin söylediğin gibi, insan kendi kendini ememez."
Hanif Kureishi/ Son Söz, syf. 90, 91,92
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder