-sen; gece kırıklarını
benim göğsümde iyileştirecek,
avuçlarımda nûrdan birikmiş ayna ve denizler bulacaksın-
gökyüzünün kiraz
dallarına tırmandığımız vakitler
hayata yeni bir kelebek soyu armağan ediyoruz
şükür, ihsan ve ikram
bu duyuşla varolmaktan nasıl da zevk alıyor insan
sonra yoğun bir sis bulutu içinde
özgürleşmeye kanat çırptığımız ân geliyor aklıma
ve bir de kumral başında yükseldiğimiz atlas liman
gülümsüyorum
sonra doruktayız, divâneyiz
kanımızda atlar cennetin keşfindeyiz
eriyen zaman yıkılan ses duvarları
ipekten
düşüyoruz
göğün yıldızları pul pul
dökülüyor aşkubbeden
sonra çiçek tozları serpiliyor
nâr sütüyle yıkanıyor tenimiz
âh! telvende yaşam Monet’nin Bahçesi gibi
tarifsiz
ân, bütüncül
ân, şeb-i rûz
ayna ve deniz
aşk
s o n s u z l u kaşk
s o n s u z l u k…
fy
Eliz Edebiyat Dergisi, Nisan 2017, Sayı: 100
Eliz Edebiyat Dergisi, Nisan 2017, Sayı: 100
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder