Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

14 Mayıs 2017 Pazar

Aşkubbe


-sen; gece kırıklarını benim göğsümde iyileştirecek,
avuçlarımda nûrdan birikmiş ayna ve denizler bulacaksın-

gökyüzünün kiraz dallarına tırmandığımız vakitler
hayata yeni bir kelebek soyu armağan ediyoruz

şükür, ihsan ve ikram
bu duyuşla varolmaktan nasıl da zevk alıyor insan

sonra yoğun bir sis bulutu içinde
özgürleşmeye kanat çırptığımız ân geliyor aklıma
ve bir de kumral başında yükseldiğimiz atlas liman
gülümsüyorum

sonra doruktayız, divâneyiz
kanımızda atlar cennetin keşfindeyiz  
eriyen zaman yıkılan ses duvarları
ipekten

düşüyoruz
göğün yıldızları pul pul
                              dökülüyor aşkubbeden

sonra çiçek tozları serpiliyor 
nâr sütüyle yıkanıyor tenimiz
âh! telvende yaşam Monet’nin Bahçesi gibi
tarifsiz

ân, bütüncül
ân, şeb-i rûz
ayna ve deniz
aşk
s o n s u z l u k
                       s o n s u z l u k… 

fy
Eliz Edebiyat Dergisi, Nisan 2017, Sayı: 100

Hiç yorum yok: