tenimizde sürgün menekşeler olabilir
aramızda uzun, ipince ve suskun
“asi” bir nehir
göğünü yitirmiş ebabilin ikizi yorgun
rüzgârın uğultusu
barut kokusuyla sarmaş dolaş kan ter içinde
hayatın idare lambasını -biraz
şaşkın-
düşürüp kırmış olabilir
bak sana öğreteyim
ateşin darlık belirtisi üçtür
bir yalım, bir infilak, yukarı sıçrama gibi endişe
karanlığın renginde parlayan geniş ufuklar kaçınılmaz
bunları ezbere bil, diyeceksin
kurulmuş adaletin mesnevisi dağınık
iki dudak arası boşluktan
parmak uçlarımızın sıcaklığına buzdan sınırlar çizilmiş
gülova mabedi böyle hiç aşılmaz da diyeceksin
peki… kabul, hepsi olabilir
amma ve lâkin yetmiyor
çünkü metal bir kağnı tekerleğine benziyor zaman
durmadan dönüyor, dönüyor acımtırak
dokundukça acıyor çatlak
kuruyor geçtiğimiz orman köşe bucak
her şey sonyaz,
etrafımızda her şey limonî, dünya sarımtırak
öylece yerinde duruyor dipdiri… solmuyor hiç
bir tenimizde sürgün menekşeler
bir de aramızdaki suskun ve “asi” ırmak
düşünüyorum da
bu, yer sıfır noktasında kusurlu aşkın G/Z bölgesi
olabilir-
mi acaba?
h@nna m.
2 yorum:
Güzelmiş :)
Hece'de yayımlamıştım. Yazmaya çalıştığım şiirler günün birinde kitaplaştığında bu şiir de kitabın içinde yer alacak.
Teşekkürler.
Yorum Gönder