Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

11 Aralık 2014 Perşembe

Şiir dünyadadır, dilde değil


"Ben tek bir dünyaya inanıyorum. Arkada var olduğu söylenen ikinci dünya bana göre birinciye aittir. Kanımca, şiir dünyadadır, dilde değil. Dilin şiirselliği saçmalıktır, dünyanın şiirselliği vardır. Dünya, biraz abartılmış gelebilir. Belki bakış denilebilir. Bakışta yoksa dile de gelemez. Nasıl gelsin ki?  Dil benim için kokusuz, tatsız ve renksiz bir şeydir ve dille ne yapılabileceği bireysel olarak herkese göre değişir. Dil sadece taşır/aktarır. Kendi başına içerik değildir, sadece içeriği aktarır. Anlamlandırma - Neyin anlamı vardır? Bilmem. Başka şeylerde olduğu gibi, bunda da öyle. Bir anlamın olması ile yetinmek durumundayız, yoksa yaşayamayız. Yazmak da öyledir, ortada benim her gün, gözümü açıp, sabah oldu, yeni bir gün başlıyor dediğimde kafamda oluşan anlamdan başka bir şey olduğuna inanmıyorum. Ölümden öte anlam ise beni ilgilendirmiyor. (…) Bir kâğıda basılı olan yapıt bir nesnedir. Ama kafatasımda olan bir metin, kafatasımda olduğu sürece benim için bitmiştir. Bu haliyle metin benim ötemde anlam kazanmaz ve onunla meşgul olduğum andan daha uzun yaşamak için bir şans bulamaz. Bu rahatlatıcıdır. Bir ayakkabıcı ya da terzi ya da ağaç diken herhangi bir kişi, aynı sorunla karşılaşır, ürettiğimiz her şey bizden daha uzun yaşar. Ve bunun bir anlamı yoktur. Demek istediğim, ağacın bir anlamı var mıdır? Belki ağaç olduğu için bir anlamı vardır. O zaman bir metin de metin olduğu için bir anlama sahiptir.“

Herta Müller

Hiç yorum yok: