Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

16 Şubat 2014 Pazar

Görünmeyen


Margot makyajsızken, etrafındakilere sergilediği o çarpıcı dişi objeden çok daha yumuşak, çok daha ayağı yerde görünüyordu. Margot çıplakken, yeniyetme göğüsleri, ince kalçaları, çırpı gibi kolları ve bacaklarıyla zayıf, hatta çelimsiz görünüyordu. Dolgun dudaklı ağzı , göbek noktası hafifçe çıkık düz karnı, yumuşak elleri, kasıklarında sık tüyleri, eti sıkı kalçaları ve o zamana kadar dokunduğum bütün ciltlerden çok daha yumuşak teni vardı. Bir bedenin parçaları, önemsiz, değerli ayrıntılar. Başlangıçta biraz çekingendim, ne bekleyeceğimi bilmiyordum; benden çok daha deneyimli  bir kadının yanında bulunmaktan , işini bilen birinin kollarındaki acemi olmaktan, o güne kadar hep karanlıkta, tercihan yorgan altında ve hep kendisi kadar utangaç ve toy kızlarla sevişmiş olan ve çıplaklığından utanıp sıkılan bir beceriksiz durumuna düşmekten korkuyordum. Ama Margot öylesine rahattı, ısırmak, yalamak, öpmek sanatlarında öylesine bilgiydi ki beni elleriyle ve diliyle keşfetmeye, atağa geçmeye, baygın düşmeye öylesine coşkulu , kendini hiç çekinmeden ve utanmadan vermeye öylesine hazırdı ki, çok geçmeden ben de kendimi kapıp koyverdim. Margot, bir noktada , Eğer iyi geliyorsa iyidir, dedi ve o beş gece boyunca bana verdiği armağan bu oldu. Artık kendimden korkmamayı öğretti bana.

Hiç yorum yok: