Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

13 Şubat 2014 Perşembe

Güne Yorgun Uyanmak

Ne çok şey yüklüyorum senin sessizliğine
Üzgün dizeler geçiyor gecenin içinden
Gecenin ilmiklerinden üzgün desenler
Düşünmek acı veriyor eski fotoğrafları
Yüzümü saklamak için dikenli bohçalar:
Aklım sana karışıyor, sessizliğine...

Ne çok şey yüklüyorum senin sessizliğine
Çocukken, karanlık bastığında,
Usulca ağaçlanan kaybolma korkuları
Geçse de o korkular
En çok gözyaşı dönüyor dünya yerine
Ağlayan bir küçük kız, suya dökülen bir ay
Küçük sevinçler filan
Benzemiyor ilk öpüşte duyulan ürpertiye...

Ne çok şey yüklüyorum senin sessizliğine
Tırnaklarım kanıyorsa kayaya gül ekmekten
Nergis Aşılamaktan keder fidanlarına
Yaşadığını söyle: "Yarın diye bir şey yok!"
Demek var, bir rüyada eğilip gözlerine...

Ruhun yaralarını süzen gözlerin bilir
Onaran gözlerin bilir, bir yaprak
Sarmazsan, kanayan atlarımın yeleleri de soğur
Bir yaprak, o nergisten ürperen yerlerine



Hiç yorum yok: