Yukarıdaki görüntüyü bu sabah sosyal medyada gördüm. Bu görüntüyü ilk oluşturan kişi her kimse, düşgücü bir hayli kuvvetli olmalı ya da "Dino Buzzati" nin "Büyülü Ceket" isimli öyküsünden ilham almış olabilir diye düşündüm.
Dino Buzzati İtalyan Edebiyatının geç keşfedilen isimlerinden biri. Üslubu Kafka'ya benzetiliyor. Yazdıkları kendi ülkesinden önce Fransa'da kabul görmüş olan Buzzati'nin "Tatar Çölü" isimli romanı için edebiyat çevrelerinde şöyle bir görüş vardır: "Roman okurları ikiye ayrılır. Tatar Çölü'nü okuyanlar ve okumayanlar."
Buzzati'nin Tatar Çölü isimli kitabını irdeleyen Ercan Dansuk'a ait bir yazıyı daha önce bu sayfalarda yayımlamıştım. Okumayanlar için linki buradan tekrar veriyorum. http://mabelard.blogspot.com.tr/2014/03/tatar-colu.html
Tekrar üstteki görüntüye gelirsek... Dino Buzzati "Büyülü Ceket" isimli öyküsünde, tanıştığı gizemli bir terzide kendisine yeni bir takım elbise diktiren öykü kahramanının, giydiği ceketin cebine elini soktuğu her seferinde onbin liretlik kâğıt para bulmasını ve para hırsıyla insanî değerlerden uzaklaşma sürecini, en sonunda da ceketi yakarak yok etme eylemini anlatır.
Telefondan, ya da ceketten. Paraya, üretmeden, çalışmadan kolayca ulaşmak.
Benzerlik şaşırtıcı.
Böyle bir buluşun gerçek olduğunu düşünelim bir anlığına. Ve herkesin böylesi bir telefona sahip olduğunu hayâl edelim.
Bütün üretim çarkları dururdu. Küresel ekonomik kriz kaçınılmaz olurdu. Ve insanoğlu sonunda dayanamayıp tıpkı Dino Buzzati'nin öyküsündeki ceketin imha edilişi gibi bu telefonları imha etme yöntemini seçerdi muhtemelen.
fy
fy