biz
senin ellerinle
küçük ırmakları yazdık
ırmaklara serpilmiş kayaları yazdık
senin dudaklarınla
kurumuş yaprakları suladık
suskunluğuna titreyen bir ömrün
çiçekleriyle sana uzandık
küçük ırmakları yazdık
ırmaklara serpilmiş kayaları yazdık
senin dudaklarınla
kurumuş yaprakları suladık
suskunluğuna titreyen bir ömrün
çiçekleriyle sana uzandık
uzaklar
senin
bu yılkılar senin
biz senin titreyen göğsünde
son sıcağını veren kuşa özendik
bu yılkılar senin
biz senin titreyen göğsünde
son sıcağını veren kuşa özendik
kuşun
kanadında kalan öpücüğünle
kalbimizin kirinde paslanan hançerinle
bize dönen öfkenin ateşiyle
bekledik
kalbimizin kirinde paslanan hançerinle
bize dönen öfkenin ateşiyle
bekledik
dönüşüne
dönüşün
döndün evet
bir dağın kendi yerinde dönmesi
ve bakması gibi ardına
biz de baktık sana
dönüşün
döndün evet
bir dağın kendi yerinde dönmesi
ve bakması gibi ardına
biz de baktık sana
bizden
ayrı olan
ayrı duran
her zaman vurulabilen
saçları kesilebilen
her zaman bir kadınla yaşam arasında
durabilen
ve yaşama iade edilen halinle
seni küskün
içerlemiş
uykulu halinle
yorgunluğunu ellerinden
öperek almak için
ayrı duran
her zaman vurulabilen
saçları kesilebilen
her zaman bir kadınla yaşam arasında
durabilen
ve yaşama iade edilen halinle
seni küskün
içerlemiş
uykulu halinle
yorgunluğunu ellerinden
öperek almak için
bekledik
unutma
bizi…
Banu
Savaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder