İzin bitti. Kısa bir süreliğine uzaklaştığım arpalık kuyusuna tekrar dönüş yaptım. Üç hafta süren yıllık izin, son yıllarda geçirdiğim en berbat izin dönemiydi. Denize gidemedim. Gövdemi serin sulara bırakamadım. Dalgalarla kulaç atarak sevişemedim. Tembel tembel gönlümce yatıp kumlara uzanamadım. Esasında sadece denize değil, hiçbir yere gidemedim. Evde yemek, temizlik, ütü vs. gibi işlerle vakit geçti gitti. Kitaplar okudum. Listemdeki blogları, sosyal medya paylaşımlarını takip ettim. Evdeki işlerden fırsat bulduğum zamanlarda filmler izledim. Vasili Grossman'ın 3 ciltlik "Yaşam Ve Yazgı" sını bitirmek üzereyim. Albert Camus'dan "Yabancı", Yekta Kopan'dan "İçimde Kim Var" üç haftalık izinde okuduğum kitaplar oldu.
İzlediğim filmler arasında en çok etkilendiğim film "Oldboy" oldu. 2003 Kore yapımı filmin farklı bir versiyonunu ABD'liler de çekmiş. Ben her iki filmi de izledim. Özellikle finalde ortaya çıkan gerçekler ruhunuza ağır bir balyoz darbesi indiriyor.
Yazdığım ve yarım kalan birkaç öykü vardı. Onları tamamladım. "Şans Meleği" ismini verdiğim öyküyü bitirdim nihayet. 12 Eylül döneminde yaşadıklarımdan etkilenerek kurguladığım yeni bir öyküye başlamıştım. Okuyanlar hatırlayacaktır. O öykünün son bölümünü "Cinnet" başlığıyla blog sayfamda yayımladım.
Öyküleri yayımlamalısın tavsiyesinde bulunan arkadaşlarımın önerisiyle yazdığım öyküleri edebiyat dergileriyle paylaşmaya karar verdim. "Bavul" ismini verdiğim öykümü, sadece öykülere yer veren bir dergide yayımlamaya karar verdim. Diğerlerini de isteyen dergiler olursa paylaşır, yayımlarım.
İzinde sabahları geç kalkmaya alışmıştım. Uykucu biriyim. Uykuya dayanamam. Erken kalkmaya ve işyerine tekrar dönüşe alışmam birkaç günümü alacaktır muhtemelen. Biriken işler. Planlanması gereken eğitimler, denetim süreçleri vs.
Hayat böyle, sürüp gidiyor işte...
fy