Süvariler
geçiyordu önümüzden,
Biz fotograf çekiyorduk.
Bütün atlar birbirine benziyordu
Ve kadraja girmiyordu süvari.
Hava mı kararmıştı;
Atlar mıydı siyah olan,
O vakitler bilmiyorduk.
Gözü; açık bir yara,
Biz fotograf çekiyorduk.
Bütün atlar birbirine benziyordu
Ve kadraja girmiyordu süvari.
Hava mı kararmıştı;
Atlar mıydı siyah olan,
O vakitler bilmiyorduk.
Gözü; açık bir yara,
Ağzı kara bir sinekti kadının,
Durmadan vızıldıyordu.
Gülü öpen dudaklarla
Bedduada çarpılan aynı dudaklardı ah!
Kadın ağzıyla her yere konuyordu.
Öylece duruyorduk seninle karşılıklı,
Kokluyorduk havayı.
Kısrakların ense kökünde rüzgâr
Gökyüzünden çekik gözlü atlar sarkıtıyordu
Ve İp gibi bir kişnemeydi yağmur.
Derken;
Erimiş gökkuşağı olduk aynı kâsede
Sonra atlara doğru koştuk:
Renklere ad verildi,
"Belki de" dedi bir ses,
"Belki de asıl ayrılık budur!"
Çünkü ad verilmezden önce,
Her erkeğin kaburgasında bir kadın uyur.
İma C. Çelik
Durmadan vızıldıyordu.
Gülü öpen dudaklarla
Bedduada çarpılan aynı dudaklardı ah!
Kadın ağzıyla her yere konuyordu.
Öylece duruyorduk seninle karşılıklı,
Kokluyorduk havayı.
Kısrakların ense kökünde rüzgâr
Gökyüzünden çekik gözlü atlar sarkıtıyordu
Ve İp gibi bir kişnemeydi yağmur.
Derken;
Erimiş gökkuşağı olduk aynı kâsede
Sonra atlara doğru koştuk:
Renklere ad verildi,
"Belki de" dedi bir ses,
"Belki de asıl ayrılık budur!"
Çünkü ad verilmezden önce,
Her erkeğin kaburgasında bir kadın uyur.
İma C. Çelik
2 yorum:
belkide her erkeğin kaburgasında bir kadın uyur...muhteşem tek kelimeyle... eline sağlık
"İnsanlığın işlediği her günâhta âdemin kızlarından izler bulunur." fy
Yorum Gönder