" -Kadın yaşama daha açık, dedi, ya da daha doğrusu kestirip attı, çünkü yaşama daha yakın. Erkeğin yaşamın kaynaklarıyla pek ilgisi yok ve bir bakıma bunun ayrımında, bu yüzden korkuyor. En başta, aykırı bir görüşle en az tehlikeli olanı yapıyor, kadının hizmetine giriyor. Gerisi egemenlik kurma ya da egemenlik kurmaya kalkışma. Boyun eğme, savaş, yıkım -gözleri parlıyordu-. Ama her şey erkeğin temelde uyuşukluğunun, ölümden ve reddedilmekten korkusunun ürünü. Bundan yola çıkarak erkek kendisini iş güç denen, önemsiz şeylere veriyor. Bunlar bir kaçış, olayların derinliğine inmeyi istememe biçimleri. Yararlanmasını bilmiyor olsanız da aslında siz kadınlar her türlü avantaja sahipsiniz. Sizde güven eksikliği var, tek sorun bu. Ama erkeğin tasladığı güven sahte ve belli bir noktaya dek kadın bunu seziyor. Kadın yaşamını erkeğe hayır demeye, onu yatağından atmaya temellendirmiştir."
Soledad Puértolas, Gece Sürüyor, syf. 79-80