kendimizi bulduğumuz ilkyaz masalına
ikimizden bir kilit taşı oymuş, konaklıyoruz
solumuzda ay tutulması
sağda etna, kırık ve mahzun bir elhan-ı
şitâ,
olsun diyorsun, olsun, mühim değil!
seninle mülküm dört mevsimi aynı ânda yaşayan
metropol
aşk olsun,
biz hayatı böyle de yaşamayı sevenlerdeniz
sonra kesik kesik gök gürlüyor
parmak uçlarında ipek yıldırımlar
gece,
uzayan bir kasırga çiziyor avuçlarımıza
sonra kendimizi bulduğumuz ilkyaz masalına
ikimizden bir nehir doğurmuş, akıp geçiyoruz
gün, tomur tomur çiçekleniyor ferfecire
/çiy tanesi kadar özgür,
nar tanesi kadar güzeliz/
ve işte böyle dönüşüyor mavi karbon
tenimizde elmas gibi çoğalan,
tropikal orman yağmuruna.
Fatih Yavuz Çiçek