Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

8 Mayıs 2014 Perşembe

Bel Canto


Amerikalı yazar Ann Patchett'in bugüne değin Türkçe'ye çevrilen tek romanı olan Bel Canto; Güney Amerika'da bir yerde düzenlenen doğum günü partisine farklı ülkelerden katılan ve birbirinin konuşma dilini yeterince bilmeyen seçkin insanların teröristler tarafından rehin alınmasıyla başlayan olayları anlatıyor.

Eserleri otuzdan fazla dilde yayımlanan Ann Patchett'in, bunca parlak yazarlık kariyerine rağmen, Türkçe'ye tek bir eserinin çevrilmesi şaşırtıcı. Yazarlık serüvenine öykü yazarak başlayan Patchett, İngiltere ve Amerika'da birçok ödülün sahibi. Hatta 2012 yılında Tıme Dergisince dünyanın en etkili 100 kişisinden biri olarak seçilmiş. 

Bel Canto; İtalyanca bir müzik terimi. Güzel şarkı, güzel şarkı söyleme anlamında kullanılıyor. Kitap, Japon işadamı Hosakawa'nın doğum günü partisiyle başlıyor. Parti ülkenin devlet başkan yardımcısının evinde düzenleniyor. Davetliler arasında Başkan'da var, ancak son anda katılmaktan vazgeçiyor. Başkanı kaçırmak için partiyi basan silahlı terörist gruplar, başkanı bulamayınca orada bulunan herkesi rehin alır. İşadamı Hosakawa'nın yanında çalışan ve birden fazla dil bilen Gen'i de tercüman olarak kullanarak isteklerini sıralamaya başlarlar. Davetliler arasında ünlü soprana Roxanne Coss'da vardır. Teröristler, iyi niyet gösterisi olarak kadınları (Roxanne Coss hariç) serbest bırakırlar. Hükümet yetkilileriyle irtibatı sağlamak için de İsviçre'li Messner'i görevlendirirler.

Teröristlerin başlangıçta son derece katı uyguladıkları kurallar, hükümetle pazarlıklar uzadıkça farklı bir görünüm kazanır. Roxanne Coss'un söylediği şarkılar, rehineler ve teröristler arasında insani ilişkiler kurulmasına yol açar. Ortamdaki panik ve tehdit havası yavaş yavaş dağılır. Müziğin evrensel dili farklı kıtalardan oraya gelen insanları birbirine yakınlaştırır. Teröristlerin arasında iki genç kız da vardır ve bu süreç "celladına âşık olmak" diyebileceğimiz gelişmeleri tetikler.

Patchett, kitap boyunca sanatın, müziğin  lirizmin, tutkunun, dostluğun, sevginin, aşkın, en zor koşullarda bile insanları etkilediğini hissettiriyor. Bu hissedişte, Bel Canto'yu Türkçe'ye çeviren Dilek Şendil'in katkısı yüksek. Çünkü çevirideki başarı kitabın okunmasını, kolay benimsenmesini, sevilmesini, paylaşılmasını da etkiliyor.

Kitapta altını çizdiğim bir hayli satır var. Tanıtım için bir kısmını ekleyeceğim. Ve elbette tekrarlamakta fayda var. Bu satırlar; Patchett kadar, çevirmenin de başarısı.  

Bel Canto'yu sevdim. Hatta demlenen bir şiirime metafor olarak bile aldım. Kitabı okuyunca eminim siz de seveceksiniz.

"Alışık olduğu her türlü özgürlüğü yitirirken, içinden yeni daha küçük özgürlük kıpırtıları yükselmeye başlıyordu: Tutkuyla düşünme özgürlüğü, ayrıntılarıyla anımsama hakkı." Syf.135

"Dünya tehlikeli bir yerdi, can güvenliği denen kavram çocuklar uyumadan önce anlatılan peri masalından başka bir şey değildi." syf.177

"Kafasına bir tabanca dayarsak bütün gün şarkı söyletiriz ona." "O dediğini önce bir kuşta denesene," diye usulca Alfredo'ya yanıt verdi General Benjamin." syf.182

"Güzel şeyler zaman alır." syf.184

"Onca yalnızlık varken gelen bir öpücük insanı tutup su yüzeyine çıkaran, boğulma ânında kucaklayıp doyasıya hava almasına yardım eden bir el gibiydi." syf.228

"Müzik tutkunuydu o. Onun için müzik içine girebileceğin, sevişip düzebileceğin ayrı bir varlıktı sanki." syf.248

"Aşk kimsenin evcilleştiremiyeceği asi bir kuş" syf. 274

"Öpüşmenin inanılmaz bir mantığı vardı, mıknatısın alanı gibi iki kişi arasındaki çekim onları tepetaklak düşüp ölmekten kurtaran bir tılsımdı. Dünya içine düşüp çıkacak güç bulamadığımız öpüşme girdabı olmalıydı." syf.274

"Bir gecede insanın şansı ne kadar yaver gider? bunun şişedeki süt gibi bir sınırı var mıdır, ne çok kullanırsan geriye o kadar az mı kalır? Yoksa şans gün boyu seninle midir, şanslı olduğun gün sonu gelmez mi?" syf. 285

"Umuttu yanılgıya düşmesine neden olan. Umut bir caniydi." Syf.305

Gen de Roxane'a " beklemekten sıkılmaz mısın?" diye sordu. Kadın gülümsedi. "Evli kadınlar beklemekten sıkılmazlar." syf. 346

İyilikle kalın...

Hiç yorum yok: