sürüldüğüm çölün rengini kabullendim
susmanın koyu gölgelik
zamanın telörgü sendromuna yakalanmış
içedönük,
boş bir korkuluk olduğunu
akrebin iğnesinden öğrendim
neden dedim bu yanılsama kimden
birlikte saf tuttuğumuz kum denizinde
rüzgârın bu yakıcı tepkimesi
hangi zehrin içgüdüsü ve acelesi nereden
çok şükür ki
akrebin ölüm dansını da biliyordum
damarlarıma giren acıyı
at kanıyla beslemenin sırrını da
serinlik diyorlar buna, bağışıklık
inanç, güven, sadakat
oysa içimde dolaşan serum
yeni kırılmış karanfil ıtırıydı
bildim
hayatın yangısı da gövdemi saran iklimden değil
dirimin canefza yüklü zarından gelmişti
öğrendim
ister kopar, ister savur: aldırmam
çok şükür
Fatih Yavuz Çiçek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder