unuttum seni
senden dönen işaretini aşkın
adını duyduğumda seğiren ellerimle kaldım
kaldım ve unuttum
ormanları, çıplak dağlarını, ezilmiş yeşili, kokunu
yamaçlarında hayvanların saklandığı vadini…
bana vaat-edilen yaşamı usul usul unuttum
unut dedin unuttum adımı
yılları saydım unuttum
artık bir ölüm biçimidir adımız…
hiç görüşmemiş olmak nasıldır unuttum
köprülerde
köprülerden akan incelmiş sularda
akşamda yoksul bir telaş
suskun
deniz fenerini, balıkçı kayıklarını
rıhtımlarının usta kedilerini unuttum
hiç öpmemiş gibiyim çürümüş bir bankta dudakları mor bir
kadını
bana uzanan ellerini, yaşama telaşı gibi bitmeyen yollar,
otobüsleri
bir koltukta geçirdiğim uzun geceleri unuttum
unuttum neresiydi gece geçtiğim dünya
eteğini rüzgara dolayan kadınımın yüzünü küçücük ellerini
dünyanın beni unuttuğunu unuttum
yağmurlu bir günde bir patikayı yürüdüğümüzü..
omuzlarında taşıdığın karaları, su yollarını
ayaklarının bıraktığı çukurlara dolduğumu
oradan baktığım dünyayı unutmadan unuttum..
Doğan Ergül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder