Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

27 Mart 2014 Perşembe

Renklerin Dilinden Anlamı Görmek


Şiirde anlamın belirginliği ya da kapalılığı üzerine yapılan dilbilim kaynaklı değerlendirmeler, okuru çoğu zaman en başa, yani şiirin tanımlandığı noktaya götürür ve anlama ilişkin söylemlerin zıtlığı, şiirin tanımlanmasında da benzer özellikler gösterir. Örneğin Mallarmé “anlam şiirin dörtte üçünü götürür” derken, Jean Cohen “Anlamı olmayan şiir artık şiir değildir, çünkü artık dil değildir.” savındadır.

Burada çoğumuzun aklına şöyle bir soru gelebilir. Şiirde veya sanatın diğer dallarında ilk bakışta görülmeyen ve geri planda kalan anlamın çözülmesinde etkin unsurlar nelerdir?

Şiirin; içerik, şekil, dil ve üslup ile ahenk’ten oluşan dört unsurla çözümlenip anlaşıldığı genel kabul gören bir yaklaşımdır. Fakat yeri gelmişken anımsatalım. Şiire ilişkin birkaç tanıma da yer vererek şiirde, güzel sanatlarda anlamı, anlamayı etkileyen başka bir dil dünyasına, renklerin diline geçtiğimizde görülecektir ki her dilde renk terimlerinin anlamı çözümlemeye yardımcı, kendine özgü semantik özellikleri vardır.

Bu geçişe Cahit Sıtkı’nın şiir tanımı ve renklerle bağıntı kurmada bir girizgâh olsun diye başlarsak Tarancı’ya göre “Şiir, kelimelerle güzel şekiller kurmak sanatıdır. Ama kelime nedir? Annedir, dosttur, kadehtir, hasrettir, hayaldir; yani mânâsı, tedaisi, bir gölgesi, hattâ bir rengi ve adı olan hayaldir.”

Kelimelerin rengi olduğunu belirten Cahit Sıtkı’nın tanımlamasını Simonides’in o çok bilinen “Resim sessiz bir şiir, şiirse konuşan bir resimdir” sözüyle örtüştürerek devam edelim. Şiir bir söz dizimi ve dil dizgesi olduğuna göre bir şairi öncelikle sözünün içinden anlamaya çalışmak en akılcı yöntemdir. Kuşkusuz her yöntem kendi içinde farklı göstergeler oluştursa da bir şiir metninin yapısal bileşkesini bilmek, o bileşke içinde varsa kullanılan renkleri çözümlemek de okurun okuduğu metni doğru anlamasını sağlayacaktır.

Anlam mı; yoksa okunan metinden duyumsanan güzelduyu mu önemlidir? Kuşkusuz insan sanatın bütün dallarıyla haz almak için ilgilenir. Çünkü anlam gerek şiirde, gerekse diğer sanatlarda haz duygusundan sonra gelir. Genel anlamda sanatsa güzeli yaratma çabasıdır. Söz konusu güzellik olunca iki tür güzellikten, doğal güzellik ve estetik bilimin ilgilendiği sanatsal güzellikten söz edilebilir. Geçmişten günümüze kadar ulaşmış mağara devri resimleri de dâhil, tespit edilen tüm eserler, duvarlara kazınmış yazılar incelendiğinde, her ulusun kendine özgü renkleri bir sembol gibi kullanarak sanatın zengin iletişim dilini yansıttığı, siyah ve beyazın  da temel renkleri oluşturduğu görülür.

Dr. Medine Sivri “Paul Eluard ve Nâzım Hikmet’te Renklerin Dili” isimli kitabında; şiirde kullanılan renkleri karşılaştırmalı bir yaklaşımla ele alırken iki temel renk siyah ve beyazın neyi temsil ettiğini şöyle açıklıyor : “Siyah, zamanı; beyaz, zamana bağlı olmayanı ve zamana eşlik eden her şeyi, karanlık ve aydınlığın, güçlülük ve zayıflığın, uyku ve uyanıklığın peş peşe dönüp gelmesini, nihayet siyah ve beyaz gibi zıt renkler, varlığın temel ikilemini sembolize eder”  

Türkoloji alanında, Uygur metinleri üzerinde çalışmalar yapan Annemarie Von Gabain’de Uygurca’da renk nüanslarını “Doğu=mavi/yeşil ejderha; Batı= ak, pars; güney= kızıl, saksağan; kuzey= kara, yılan.” olarak belirtir ve renklerin sembolik olarak dünyanın dört yönünü adlandırmasını güneşin aydınlatma gücüyle doğru orantılı olduğunu ifade eder.

Renklerin kazandığı sembolik anlamlar yalnızca geçmiş Türk topluluklarında değil, günümüz Anadolu halk el sanatlarında da kendini gösterir. El işi göz nuru nakışlarda soyut gibi görünen figürlerin gerçekte birer mesaj ilettiği, konuştuğu kullanılan renklere bakarak anlaşılır. “Yeşilin çeşitli tonlarıyla işlenen oyalar mutluluk, sarı renkli oyalar mutsuzluk ifadesidir. Yavuklusuna sarı mendil gönderen kızın sevdası derindir. Sararıp, solmadadır. Yeşil murat, mavi umuttur. Beyaz mutluluk, siyah üzüntüyü, pembe bozuntuyu dile getirir.”

Konuya ilişkin farklı örnekler; renklerle yapılan şiir çözümlemeleri derinlemesine irdelenip, çoğaltılabilir. Biz bu kısa yazıyla bir şiirin ya da bir sanat eserinin anlaşılmasında, zaman zaman okurlarca söylenen  “bu neyi anlatıyor” sorusuna karşılık, geri planda ve sisler içindeki anlamın renklerin dilinden de anlaşılıp, görülebileceğini anımsatmak istedik.

Bu anımsatmanın sonunda umalım ki sekizinci renk okurun düş gücüyle boyanmış olsun.

Fatih Yavuz Çiçek

Hiç yorum yok: