Ben şiirimde bir şey aramıyorum. Bilakis
şiirimde kendi kendimi daha yeni buluyorum. Fakat başkalarının şiiri ya da
genel olarak şiir üzerine konuşacak olursak… Biliyorsunuz bazı şiirler, tıpkı
açık kapılar gibidir. Ne bu taraflarında bir şey vardır, ne de öbür taraflarında.
Kâğıda yazık, demek lazım bunlar için. Bazı şiirler de kapalı kapılar gibidir.
Açtığın zaman aldandığını görürsün. Aslında açmaya değmezmiş. Öbür tarafın
boşluğu o kadar korkunçtur ki bu tarafın doluluğunu telafi etmez. İşin aslı
öbür taraftır. Bu tür işlerin adını göz boyayıcılık koymak lazım, ya da
hokkabazlık veya eşek şakası.
Bazı şiirler vardır ki ne
kapıları vardır, ne bacaları; ne açıktırlar, ne kapalı. Esasen çerçevesizdir
böyle şiirler. Bir yol gibidirler. Kısa ya da uzun fark etmez. İnsan gider,
döner, yorulmaz. İnsan bu yolda durursa gidip dönerken görmediği bir şeyi
görmek için durur.
İnsan, bir şiirde yıllarca durup
da hala yeni şeyler bulabilir. Bu tür şiirlerde ufuk vardır, feza vardır,
güzellik vardır, tabiat vardır, insan vardır, hayat vardır ve bütün bunlarla
gerçek bir iç içelik vardır. Bütün bunlara bilinçli ve bilgili bir bakış
vardır. Biraz uzattım galiba. Ben bu tür şiirleri severim, şiir olarak görürüm.
Şiir benim elimden tutup kendisiyle götürsün isterim. Bana düşünmeyi, bakmayı,
hissetmeyi ve görmeyi öğretsin isterim. Yahut şiir, deneyimli bir bakışın,
fikrin ve görüşün ürünü olmalıdır. Ben, sanat işinin bilinçle bir arada
olmalıdır, diye düşünürüm. Sanat, hayatın, varlığın ve cismin bilincinde, hatta
şu ısırıp yediğimiz elmanın bilincinde olmalı.
Sadece güdülerle yaşanamaz. Yani
bir sanatçı böyle yaşayamaz ve yaşamamalıdır. İnsan, kendine ve dünyasına ait
bir görüşe sahip olmalıdır. İşte insanı düşünmeye zorlayan da bu ihtiyaçtır.
Düşünme başladığında insan, yerinde daha sağlam durabilir. Ben, şiirin
düşünürce olmalıdır, demiyorum. Hayır, bu aptalca bir şey olur. Ben diyorum ki
şiirde tıpkı diğer sanat eserleri gibi, düşünme yoluyla eğitilip yönlendirilen
duygu ve kavrayışların ürünü olmalıdır. Şair, şair olmalı. Yani şair demek
bilinçli olan demektir. O zaman şairin fikirleri şiirine hangi şekilde
girer? “Pencereye gelen kelebek”
şeklinde…”Taşın üzerinde ölmüş bir tarla kuşu” şeklinde…” Güneşin altında
uykuya dalmış bir kaplumbağa şeklinde… İşte böyle yalın ve güzel.
Şiirin çeşitli biçimleri
olabilir. Kimi zaman şiir sadece şiirdir. Benim burada şiirden maksadım, genel
anlamı değil, yüzde yüz duyguya ilişkin olan anlamıdır. Mesela günbatımında bir
ağaca bakıp deriz ki ne kadar şairâne! Bazı şiirler böyledir, yani güzeldir.
İnsanın ruhunu okşarlar. Kısaca bazı şiirler şairânedir. Elbette bunlar
şiirdir. Fakat şiir bununla sınırlı değildir. Bunların yeri ayrıdır. Zarafet ve
güzellik etkeni de şiirin parçalarındandır. Şiir, şiirde akan “insan”dır,
sadece o insanın zarafeti ve güzelliği. Mesela şu taslakları okuduğum zaman
kimileyin hoşuma gidiyor. Ya sonrası? Bütün çabalayışımız başkalarının hoşuna
gitsin diye mi? Hayır. Sanatın cevabı, sadece hoşa gitmekle olamaz. Bu tür
çalışmalarda yaratmadan çok üretme hâli var.
Ben, şiirimizi mahveden şeyin,
zarafet ve güzelliğe olan aşırı ilgi olduğunu düşünüyorum. Oysa hayatımız
farklıdır; kabadır, terbiye edilmemiştir. İşte bu durumları şiire sokmak lâzım
Şiirimizin canlanması ve yeniden dirilmesi için bol miktarda kabalığa ve şairâne
olmayan kelimelere ihtiyaç vardır.
Ben, şiire ilişkin hiçbir zaman
sınır düşünmem. Derim ki şiir her şeyde vardır. Sadece bulmak ve hissetmek
gerek. Sahibi olduğumuz bunca divana baktığımızda şiirlerimizin konularının ne
kadar sınırlı olduğunu görürüz. Ya da öyle yüksek maneviyattan söz edilmektedir
ki artık insani olması imkânsızdır. Yahut da öğüt, nasihat, mersiye, methiye,
mizah… Dil de özel ve kemikleşmiş bir dildir şiirde. Şiirin yeniden hayat
bulması için bu sınırları aşmak lâzım.
Şiir benim için ciddi bir
meseldir. Kendi varlığım karşısında hissettiğim bir sorumluluktur. Kendi
hayatıma vermem gereken bir tür cevaptır.
Ben şiire, dindar bir adamın dinine saygı gösterdiği kadar saygı
gösteriyorum. Sadece yeteneğe yaslanmak olmaz bence. Güzel bir şiir söylemek,
bilimsel bir buluş yapmak kadar zordur ve kadar da dikkat ve çalışma ister. Bir
şeye daha inanıyorum, o da şudur: Hayatın bütün anlarında şair olmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder