bilirim, önümüzü kesen duvardaki leke
onulmaz bıçkı yarasıdır
balığın göğsündeki zaman ırayan gökyüzü
tamam, iki ayrı koridorda yıpranmıştı hayat
eskil masallarda kalmıştı pamuk helva tadında aşklar
sırtı kavî bir uçurumdan geçiyorduk
sol bağrımızda şerha kalbimiz
sağda köksüz dikenler bilirim
bana bilmediklerimi söyle
gizli kıyılara götür rüzgâra yelken biçmeye
el değmedik ormanlardan geçir sesimi
gül kokulu deltaya uzat bir solukta
anlat ki
gövdemize yeniden can bulalım
kumrusu vurulmamış bir şehrin göğündeFatih Yavuz Çiçek