"Yalnız yaşayan insanların
kendi içlerinde başlayıp biten eğlenceleri vardır"
Oğuz Atay
I
Oğuz Atay
I
sana bütün maskelerimi sıyırıp attığım tanrı katından bakıyorum
yüzümde yorgun bir kuş sürüsü
yüzümde upuzun bir yağmur duası
en doğru dua nereden dökülürse dil kumaşına
ben de oradan dökülüyorum, çırılçıplak
içinde göller biriktiren güzelliğine
bazen;
aç bir kurdun gözlerinde nefes alırken buluyorum kendimi
bazen, süt dökmüş bir kedinin bakışlarına saklıyorum
yalnızlığın hiçbir zamana sığmayan adımlarını
tanrım diyorum;
tanrım bu vahşi, bu ürkek hâlimle
şimdi kimim ben! kim?
sahi yalnızlık deyince
sen; zılgıt çeken bir rüzgârla kol kola,
dağ başlarında yalnızlık halayına durdun mu?
durmadıysan, ağaçlara sor
anlatsın
kendi içindeki
eğlenceden hüzünlere mendil sallamayı
II
sana tozları alınmış ruhumdan bakıyorum
yüzünde pembe tül, mavi çini pencere
sol boşluğumda olup biten her şey,
huş ağacı dibinde serin bir öğlen uykusu gibi
tanrım diyorum;
tanrım or’da bırak, n’olur uyandırma beniFatih Yavuz Çiçek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder