-aynı cümlenin içinde,
seninle gülmek zor-
bak uyarmadın deme hatırlatırım
sonumuz felâket kış;
sonumuz, düş ağrısından küçük bir kıyamet
ufukta incelikten kaçış görünüyor, ufukta nihavend rüzgâr
bu gidişle sesinde gülbahar sevinci çok sürmez biter
yüzünde limon küfü yalnızlık buğusu
“kanayan akrep
kuyrukları* gururdan bize miras kalır
direnmeyi bırak
şimdi tutunmayı denemek lâzım bir sarmâşığa
hem belki böylece uzayıp gider
hayatın boşluktan kurtulan anlamı
belki de kızarmadan çatlar dilimizdeki nar
ve ayyıldızlı bayrak gibi kalbimizde süzülür
hüznün gönderine çektiğimiz o güzel’im bergüzar
eskilerden duymuşumdur
soğudukça buz çiçeklerine dönüşürken acı
insan her ayrılıkta en başa,
içindeki çocuğun mavisine döner
ve söğüt gölgesinde
bir ikindi uykusundan uyanır gibi şaşkın
aynalara fısıldar:
-akrebin adaleti var mıydı ki smara?
-ah! akrebin adaleti yalnızca kendine
Fatih Yavuz Çiçek
Fatih Yavuz Çiçek
*Geriye Söz Kalır: Metin
Güven
*smara: Sankristçe anı, hatıra ve aşk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder