Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

3 Mart 2014 Pazartesi

Smara


-aynı cümlenin içinde, seninle gülmek zor-

bak  uyarmadın deme hatırlatırım
sonumuz felâket kış;
sonumuz, düş ağrısından küçük bir kıyamet

ufukta incelikten kaçış görünüyor, ufukta nihavend rüzgâr
bu gidişle sesinde gülbahar sevinci çok sürmez biter
yüzünde limon küfü yalnızlık buğusu
“kanayan akrep kuyrukları* gururdan bize miras kalır

direnmeyi bırak
şimdi tutunmayı denemek lâzım bir sarmâşığa
hem belki böylece uzayıp gider
hayatın boşluktan kurtulan anlamı
belki de kızarmadan çatlar dilimizdeki nar
ve ayyıldızlı bayrak gibi kalbimizde süzülür
hüznün gönderine çektiğimiz o güzel’im bergüzar

eskilerden duymuşumdur
soğudukça buz çiçeklerine dönüşürken acı
insan her ayrılıkta en başa,
içindeki çocuğun mavisine döner
ve söğüt gölgesinde
bir ikindi uykusundan uyanır gibi şaşkın
aynalara fısıldar:

-akrebin adaleti var mıydı ki smara?

-ah! akrebin adaleti yalnızca kendine

Fatih Yavuz Çiçek


*Geriye Söz Kalır: Metin Güven
*smara: Sankristçe anı, hatıra ve aşk

Hiç yorum yok: