"An'ı yaşa demek, "Hayatın öznesi ol ve şimdiyi yaşa; hayatı erteleme, bugünü bugün yaşa!" demektir. "Varoluşun sana şimdi ve burada, kendi zamanın içinde verilmiştir." demektir. Bugün yarını düşün, ama yarını yarına bırak demektir. Matta İncil'inde de yazdığı gibi, "Her günün bir kaygısı vardır. Yarının kaygısı yarına yeter." demektir. "An'ı yaşa!" demek, "Bugünkü hâlini yaşa" demektir. Tabii, bu ölüm bilincinden uzak yaşamak değildir, an'ı göz ardı etmek değildir. An'ı yaşama bilincinde, fanilik bilinci de vardır. Heidegger'in belirttiği gibi, bu bilinç, yaşanan her bir an'ı sonsuz değerde kılar. Kişi, kimi zaman yokuş, kimi zaman iniş, kimi zaman düz tolda ilerler, attığı her adımın, yaşadığı her bir an'ın biricik olduğunu bilir. Bunun gündelik dile çevirisi şu şekildedir: Mademki ölüm vardır, öyleyse hayatımın her an'ı sonsuz değerlidir. Hani buna "an'ın beyliği" denilse yeridir. Bu durumda "an'ı yaşamak" demek, "Engin ol gönül engin ol" demektir. "Hüseyin'im geçiyor gençlik çağları, ya beni de götür ya sen de gitme" demektir, "Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler" demektir. "Zamanın akışına riayet et" demektir. "Varoluş sorumluluğuna sahip çık" demektir. "Kendi varoluş halini tanı ve ona bağlı kal!" demektir. "Kendini kendi gerçekliğin olmayan hallere salma" demektir. "İnsan belli bir zamanda yaşar" demektir. "her insanın diğerlerinden farklı bir zamanı vardır." demektir. "Dikkat et, kendi zamanından geçiyorsun" demektir. "Kendini fark et" demektir. "Zamanda ruhun ve bedeninle yer al." demektir. "Şükür ki her şey geçer." demektir. Bunları ve bunlardan daha fazlasını demektir...
Yunus, aşk için, "Dört kitabın ma'nisin okudum tahsil itdüm/Aşka gelicek gördüm ki bir uzun heceymiş" der. Evet, "uzun bir hece." Ne kadar güzel, ne kadar etkileyici ve ne kadar taze bir söyleyiş! Gerçeği söylemek gerekirse, an da böyledir: O da uzun, upuzun bir hecedir...
Vefa Taşdelen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder