dünya senin gözlerinde cem eylerken
zaman düş yapraklı bir masala yolculuk değil miydi?
kimliğini yitirmiş bergüzardan
geriye kalan ayazda yürümekse: düpedüz çılgınlık
doğrusu
mağrur, dingin bir akreple kuşların izindeydik
ve nerde durduğumuzun/duracağımızın hiçbir önemi yoktu
kanatsız,
toz pembe uçuyorduk besbelli
uçuyorduk yorulmaksızın
kanatsız,
toz pembe uçuyorduk besbelli
uçuyorduk yorulmaksızın
farzedelim ki yaşam ak dudaklı köprü
keyif, irmikten yapılmış
gülce
bir kapı
zaman:
şefkatin camdan vahasında bulduğumuz gönençti.
zaman, avuçlarımızdan kayıp giden baharın
küllerini savurduğumuz, aşkovan
fildişi bir boşluk
düştük…
ben
yüzüne doğan umayla geçtim içinden
sen
külhani bir seyyahın kalbinden
Fatih Yavuz Çiçek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder