Tam adı Fernando
Antonio Nogueira Pessoa olan Portekizli melankolik şair, ressam Fernando
Pessoa, 13 Haziran 1888'de Lizbon'da doğdu. Beş yaşında müzik eleştirmeni
babasını kaybetti. Yedi yaşından sonra üvey babasının konsolos olarak görev
yaptığı Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Durban kentinde İngiliz eğitimi alarak
yetişti. Portekiz modernizminin öncülerinden
olan Pessoa, Lizbon'a döndükten sonra ilk şiirlerini,
1912'de, Portekiz ‘Rönesans' hareketinin yayın organı “A Aguia Dergisinde”
yayımlamıştır. Başlangıçta simgeci şiirin ve "saudosismo"nun (geçmişe
özlem) etkisi altında metinler üreten Pessoa 1913'te, fütürist harekete katıldı. Dönemin yenilikçi
dergilerinden olan ve modernistlerin yayın organı olarak bilinen Orpheu'da
yazdı. Bu süreçte yurttaşı Sá-Carneiro ile birlikte Portekiz öncü
edebiyatını başlatarak, "paulismo" akımını yarattı ve akımın önde gelen estetik kuramcılarından sayıldı.
1918'de İngilizce şiir kitapları yayınlamaya
başladıysa da, Portekiz dilinde yazdığı ilk yapıtı Mensagem ile ölümünden kısa bir süre sonra
olağanüstü zengin düş gücüyle büyük ün kazandı.
Eserlerinin
her birini Ricardo Reis, Alvaro de Campos, Alberto Caeiro, Pero Botelho,
Bernardo Soares gibi birbirinden farklı alter-ego kimlikle yazan Pessoa’yı
çağdaşların ayıran özelliği yalnızca eserleri değil, edebiyatı, yaşamı, ölümü,
aşkı, zamanı, acıyı, eylemsiz hayatı duyumsama biçimidir. Fernando Pessoa’nın, “heteronym” diye adlandırdığı farklı alter-ego kimlikle
yazma tutkusunun öyküsüne genç bir şair arkadaşına yazmış olduğu mektubunda yer
verir. Şairin “Düşsel ve Gerçek” adlı kitabının başındaki yazıda bu mektuptan
alıntılara değinen Cevat Çapan çevirisinde, Pessoa alter-ego kimlikle yazdığı
şiirlerin ve şairlerinin ortaya çıkış biçimlerini şöyle açıklar:
“1912 yılında birtakım pagan nitelikli şiirler yazmayı düşündüm. (Alvaro de Campos'un biçeminden değişik) ölçüsüz uyaksız bir şeyler karaladım ve sonra bundan vazgeçtim. Gene de, o bulanık alacakaranlıkta bunları yazan birinin belli belirsiz bir görüntüsü ortaya çıktı (böylece ben farkına varmadan Ricardo Reis doğmuştu.) Bir buçuk iki yıl sonra, SaCarneiro'ya bir oyun oynamak geçti içimden. Kişiliği biraz karmaşık pastoral bir şair yaratmak ve onu SaCarneiro'ya gerçekmiş gibi tanıtmak istedim. Birkaç gün bu işle uğraştımsa da, bir yere varamadım. Tam vazgeçmek üzereydim ki, bir gün, 8 Mart 1914 günüydü bu, çekmeceleri olan yüksekçe bir dolabın önünde bir tomar kâğıt alıp (her fırsatta yaptığım gibi) ayakta yazmaya başladım. Nasıl olduğunu açıklayamayacağım bir coşkuyla art arda otuz kadar şiir yazdım. Hayatımın zafer günüydü bu ve bir daha böyle bir günüm olacağını sanmıyorum. Önce bir başlık koydum yazdıklarıma: 'Sürülerin Çobanı'. Bunun ardından hemen Alberto Caeiro adını verdiğim biri belirdi içimde. Deyimin saçmalığını bağışla ama böylece içimden ustam ortaya çıkmış oldu.”
“İlk duyduğum heyecan buydu. 30 şiiri tamamladıktan sonra da, başka bir kâğıda hiç ara vermeden Fernando Pessoa imzasıyla 'Eğik Yağmur'u yazdım. (...) Alberto Caeiro ortaya çıkınca, doğal ve içgüdüsel olarak ona birtakım tilmizler bulmaya çalıştım. Henüz tam olarak ortaya çıkmamış olan Ricardo Reis'i sahte paganizminden kurtarıp ona kendi adını ve kişiliğini kazandırdım, çünkü heyecanımın doruğuna ulaştığım o anda onu görebiliyordum. Ve birden Reis'e karşı bir kaynaktan bir başka kişi korkusuzca belirdi. Bir darbede ve hiç ara vermeden Alvaro de Campos'un 'Zafer Şarkısı' önümdeydi...”
30 Kasım 1935’te Lizbon’da vefat eden ve ölümünden sonra
evinde bıraktığı bir sandıkta kız kardeşinin bulduğu 25 bini aşkın sayfada diğer
eserleri keşfedilen Fernando Pessoa’yı iki şiiriyle anıyoruz.
ÖZRUHSAL ÖYKÜ
Numaracı biridir şair.
Öyle ustaca numara yapar ki,
Gerçekten acı çekerken bile
Rol yapıyormuş gibi görünür.
Ve yazdıklarını okuyanların
İyice hissettikleri,
Onun çifte acısı değil,
Sahte acılarıdır kendilerinin.
Böylece döner durur raylarda
Eğlendirmek için aklımızı
Kalp adını verdiğimiz
O küçücük oyuncak tren
Çeviri Cevat Çapan
YOLA ÇIKMAK! YİTİRMEK ÜLKELERİ
Yola çıkmak! Yitirmek ülkeleri!
Bir başkası olmak süresiz,
Yalnız görmek için yaşamaktır
Köksüz bir ruhu olmak!
Kimseye ait olmamak, kendime bile!
Durmadan gitmek, sonu olmayan
Bir yokluğun peşinde
Ve ona ulaşma isteği içinde!
Böyle yola çıkmaktır yolculuk.
Ama ben açık bir yol düşünden öte,
Bir şeye gerek duymuyorum yolculuğumda.
Gerisi sadece gök ve toprak.
Çeviri: Cevat Çapan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder