evveli yalnızlıktı sonrası telve yangını
uçurmadığım göçmen kuşlarım vardı
dilimde geçmek bilmeyen fasl-ı baharım
ilk onları kurtarmayı düşünürdüm alazdan
sebebini söylemem, sır değil
suya vuran sûretim bilirdi yalnızca
zamana yenilmiş gülberk’in vasiyetiydi belki de
acelem
nereye varsam bir bulut kümesi karşılar
ney üflerdi g’özüme
avuçlasam hayatı
tenime sığdırmazdım hiçliğin üç rengini de
yine de geç kalmış sayılmam göğüme
kendine bir beden kısa gelen ömrüm
beni zarife kuşun kalbine sığdırsın
uçayım…
ki, semada küllerimin tiryakisi mehveşle
ancak böyle söner kırk yıllık bu kahve yanığı
Fatih Yavuz Çiçek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder