Şiir, Edebiyat, Kültür, Sanat

28 Nisan 2014 Pazartesi

Rıfkı'ya Dördüncü Aranıyor


Marketten yaptığım alışverişi tamamlamış, kasiyere ödeme yapmak için sıraya girmiştim. Rutin başlayan Pazar günüm her zaman olduğu gibi rutin geçiyordu. Telefonum çaldı. Tanıdık ve derinlerden gelen bir ses, "domatesi aldın mı?" diye soruyordu. Ses tanıdıktı ama kime ait olduğunu algılamak için bir yandan zihnimi tararken, bozuntuya vermeden "domatesleri aldım" dedim. "Melemen, yapalım mı? dedi, aynı ses. Ben de "Gel yapalım, sen nerdesin?" dedim. Gülüştük.

Arayan kendini tanıttı sonra. Amerika, Washington'da ikamet eden, çok sevdiğim arkadaşım, kendime kardeş kadar yakın bulduğum D.  

"Melemen'de yaparız. Rıfkı'da oynarız." dedim. (Rıfkı, bildiğiniz King oyunu. D.yi zor yenerdik bu oyunda. Yenilmezdi. Üç kişi anlaşır üzerine oynardık, ne yapar eder, sıyrılırdı aradan...)

Uzun yıllardır görüşmüyorduk. Birbirimizi unuttuğumuzdan falan değil. Belki dünya telaşına dalıp gittiğimizden. Çünkü biz Yunus'un şu dizelerini içselleştirmiş iki kadim dosttuk D. ile...

"Dosttan yana giden kişi kendinden el çekmek gerek
Dost fetheder can şehrini, alır gönül kalesin"

Âh! D. Kardeşim. Tâ yeni dünyanın bir ucundan arayarak beni nasıl da mutlu etti. Eskilerden konuştuk biraz, hayâllerden, memleketten, çocuklardan, kadim bildiğimiz diğer dostlarımızdan konuştuk. Mabelard'ın adresini verdim o'na. Buradan beni izlemesini önerdim.

Aklıma şimdi geliyor... Birlikte, DUBA Elektrik Limited Şirketini kurmayı düşünüyorduk. D. ile işimiz gereği sık sık yurtiçi seyahatler yapardık. Bir ekiptik biz. Hele bu ekibe ben katılmadan önce, diğer ortak arkadaşımız A. ile yaptıkları bir Balıkesir seyahatleri var ki, orada yaşadıkları olaydan muhteşem bir öykü çıkar aslında. Şehri gezerken yanlışlıkla girdikleri sokakta birdenbire karşılaştıkları eli palalı adamlar, şirret bir kadın, adamlardan birinin kızı D. nin ve annesinin iftira niteliğinde şikayeti ile karakola gitmeler, Polislerin, "Yarın Tan Gazetesinde haberiniz çıkar" şeklinde dalga geçmeleri vs. karşısında D.nin kararlı tutumu ve yaşadıkları bu trajikomik,  inanılması güç olayı tereyağından kıl çeker gibi atlatmaları...

Seyahat bitip, Ankara'ya döndükten sonra D. yaşadığı trajikomik olayı, eşi E. hanıma anlatmış. E.hanım gülüp geçmiş elbette ancak daha sonraki yıllarda yapılan her Balıkesir seyahatinde, eli palalı adamların kızı D.nin şikayetini kinayeli bir şekilde D.ye hatırlatmış. 

Anımsayınca hey gidi günler diyorum. Hey gidi anılar ve eskimeyen dostluklar...

Sizler çok ve sağlıklı yaşayın e mi?

Sizi seviyorum dostlarım. Kalbimdeki yerinizi anlatacak sözcük bulamıyorum.

İyilikle kalın....

Hiç yorum yok: